7 Mayıs 2024 Salı

KCK: Düş yolcularının özlemleri gerçekleştirilecektir

Suruç katliamının yıldönümüne ilişkin açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, "Rojava halkı ve devrimcileri de düş yolcularını unutmayacak, onların özlemlerini Rojava'yı her türlü saldırganlığa karşı koruyarak gerçekleştirecektir" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Suruç katliamının 6. yılına ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada "20 Temmuz'da 33 gencin bombalarla alçakça katledilmesi Türk devletinin soykırımcı sömürgeci karakterinin ne olduğunu da gözler önüne sermiştir. Aslında Kobanê'de DAİŞ'in yenilgisinin intikamı bir de böyle alınmak istenmiştir" dedi.

20 Temmuz 2015'te 33 düş yolcusu Suruç'ta MİT-DAİŞ ortaklığıyla katledildiği vurgulanan açıklamada "Bu saldırıda şehit düşen tüm sosyalist gençleri minnet ve saygıyla anıyor, onların düşlerini mücadelemizde yaşatma; özgür Kürdistan, demokratik Türkiye ve demokratik Ortadoğu özlemlerini gerçekleştirme sözümüzü yineliyoruz. Suruç gazilerine de bundan sonraki mücadelelerine başarılar diliyoruz" diye belirtildi.

20 Temmuz katliamının Tayyip Erdoğan'ın Dolmabahçe Mutabakatını reddedip, 5 Nisan'da Kürt halk önderi abdullah Öcalan üzerinde ağır tecridi başlatıp, 5 Haziran'da Diyarbakır'da gerçekleştirilen katliam ve 7 Haziran seçimlerini yok sayarak demokrasi güçleri ve Kürt halkına karşı yürütülen topyekun imha saldırısının devamı olarak gerçekleştiğinin altı çizilen açıklamada, "Tekil bir olay değil, bir tasfiye konseptinin parçası olarak bu katliam MİT tarafından planlanmış, DAİŞ tetikçisine yaptırılmıştır. 2014 yazında hazırlanan ve Milli Güvenlik Kurulunda onaylanan Çöktürme Planının gereği olarak Dolmabahçe Mutabakatı reddedilmiş, Kürt halkına ve demokrasi güçlerine karşı bir savaş içine girilmiştir. 24 Temmuz'da Medya Savunma Alanlarına onlarca uçakla saldırılması, yüzlerce sorti yapılması yürütülen savaşın açık ilanı olmuştur" diye kaydedildi.

'LOZAN İLE BAŞLAYAN SOYKIRIMI SÜRDÜRME VE TAMAMLAMA AMAÇLI SALDIRI'
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklamasında "Kürt halkına ve demokrasi güçlerine 24 Temmuz'la açık hale getirilen savaşla Lozan'la başlatılan soykırımı sürdürme ve tamamlama kararlarını ortaya koymuşlardır. Başta sosyalistler olmak üzere demokrasi güçlerini de Kürt soykırımı önünde engel gördüklerinden bu saldırılar Kürt halkıyla birlikte tüm demokrasi güçlerine yöneltilmiştir. 20 Temmuz'da 33 gencin bombalarla alçakça katledilmesi Türk devletinin soykırımcı sömürgeci karakterinin ne olduğunu da gözler önüne sermiştir. Aslında Kobanê'de DAİŞ'in yenilgisinin intikamı bir de böyle alınmak istenmiştir. Çünkü 20 Temmuz saldırısı Kobanê'ye sahiplenenlere yönelik bir saldırı olmuştur. 33 sosyalist genç savaşın ağır yükünü taşımış Kobanêli çocukları savaş etkilerinden çıkarıp yaşamlarını normalleştirmeye katkı sunmak için yola çıkmışlardı" ifadeleri kullanıldı.

KOBANÊ'DE STALİNGRAD DİRENİŞİ GERÇEKLEŞTİ
Suruç saldırısından bir ay önce de MİT-DAİŞ ortaklığıyla Kobanê'ye saldırı yapıldığı, genç, yaşlı, çocuk, kadın, erkek yüzlerce Kobanêli'nin katledildiği hatırlatılan açıklamada, "25 Haziran'daki Kobanê katliamı ile 20 Temmuz'daki Suruç katliamı aynı zihniyet, duygu ve amaçla yapılmıştır. Ancak istedikleri sonucu alamamışlar Kobanê'ye ve Rojava devrimine sahiplenme tüm dünyada daha da artmıştır. Kobanê gerçek anlamda bir Stalingrad direnişi olmuştur. Kobanê direnişi ve zaferi tüm insanlığın, demokrasi güçlerinin direnişi olarak tarihteki yerini almıştır. Kobanê büyük oranda DAİŞ'in işgaline uğramış olsa da Kürt gençleri ve enternasyonalist devrimciler DAİŞ'le göğüs göğse çarpışarak onları püskürtmüşlerdir. Bu direniş tüm Kürt halkı ve insanlıktan alınan moral güçle yürütülmüş; moral üstünlük sağlayanların başarı kazanacağı bir daha kanıtlanmıştır" denildi.

PKK'NİN ORTAYA ÇIKIŞI İLE LOZAN İLE BAŞLAYAN SOYKIRIM PLANI SEKTEYE UĞRADI
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklamasının devamında şunları kaydetti:
"Suruç katliamından birkaç gün sonra Lozan'ın imzalandığı günde saldırıların başlatılması bu savaşın aynı zamanda yüz yıldır sürdürülen bir savaş olduğunu gözler önüne sermiştir. PKK öncülüğünde yürütülen Kürt özgürlük mücadelesi yüz yıllık bir mücadeledir. Bu mücadele aynı zamanda demokrasi güçleri ile Kürt düşmanı ve demokrasi düşmanı güçler arasındaki mücadeledir. Bu mücadele özgür Kürdistan, demokratik Türkiye gerçekleşene kadar sürecektir. Kürt sorunu çözülmeden demokratikleşme, demokratikleşme olmadan da Kürt sorunu çözülemez. Türkiye gerçeğinde bu iki süreç iç içe geçmiştir. Zaten bu gerçeği anlamadan ne iyi Kürt özgürlük mücadelesi ne de demokrasi mücadelesi verilebilir.

"PKK'nin 50 yıla yakın sürdürdüğü mücadele ile Kürdistan'ın 4 parçasında önemli bir özgürlük ve demokratik mücadele gücü ortaya çıkmıştır. Bu mücadele Arap, Fars ve Türk halkını da büyük oranda etkilemiş; gerçek demokratik zihniyet bu ülkelerde de önemli bir birikime ve düzeye kavuşmuştur. Artık Lozan'la başlayan Kürdistan'ın 4 parçasındaki soykırım planı sekteye uğratılmıştır. Kürt halkı önemli bir özgürlük ve demokrasi gücü haline getirilmiştir. Bu halkı artık eskisi gibi köleliği kabul eden ve kendini soykırım bıçağı altında tutan halde bırakmak mümkün değildir. Dünyanın en politik ve bilinçli halkı haline gelen Kürt halkı baskı ne kadar yoğun ve katmerli olursa olsun mücadelesini her türlü bedeli göze alarak sürdürecek; Özgür Kürdistan ve Demokratik Ortadoğu'yu kardeş halklarla birlikte yaratacaktır.

"33 düş yolcusu aynı zamanda Lozan Anlaşmasıyla birlikte Kürdistan'ın 4 parçasında yürütülen Kürt soykırımına karşı da bir tutum ortaya koymuşlardır. Lozan'da çekilen sınır tellerini anlamsızlaştırmak için de yola çıkmışlardı. Tarih boyu halkların kardeşliği bu topraklarda esas olmuş, sınır telleri de tarihsel gerçekliğe ters bir biçimde soykırım politikasının sembolleri haline gelmiştir. Kemal Sunal'ın Propaganda filmi Lozan'ın ne anlama geldiğini yalın biçimde ortaya koyarak soykırım gerçeğinin iyi anlaşılmasını sağlamda önemli bir rol oynamıştır.

"20 Temmuz Suruç ve 10 Ekim Ankara Gar katliamı halkları ve toplumları parçalayan zihniyete karşı halkları ve ülkeleri birleştiren ve buluşturan semboller olarak tarihteki yerini almıştır. 20 Temmuz ve 10 Ekim Demokratik Türkiye, özgür Kürdistan zihniyetinin en açık biçimde ifadeye kavuştuğu günlerdir. Türkiye halkları da onların düşünü özgür Kürdistan, demokratik Türkiye ile taçlandıracaklardır.

"Suruç'ta katledilen 33 düş yolcusu hiçbir zaman unutulmayacaktır. özgür Kürdistan ve demokratik Türkiye'nin temelleri olarak her türlü soykırımcı sömürgeciliğin, Lozan gibi soykırımı hedefleyen politika ve uygulamaların panzehri olacaktır. Rojava halkı ve devrimcileri de bu düş yolcularını unutmayacak, onların özlemlerini Rojava'yı her türlü saldırganlığa karşı koruyarak gerçekleştirecektir."