2 Mayıs 2024 Perşembe

'Kapitalizm sömürü düzenine karşı yaşasın 1 Mayıs'

İstanbul 1 Mayıs Platformu, Tuzla'da 1 Mayıs'ı kutladı. İktidarın salgın sürecini fırsata çevirerek sömürü ve yağma politikalarını arttırdığına dikkat çekerek, 1 Mayıs'ta bulundukları her yerde taleplerini haykırmaya çağırdı.

İstanbul 1 Mayıs Platformu, Tuzla Tersaneler Bölgesi'nde 1 Mayıs'ı kutladı.

İçmeler Köprüsü'nde yapılan kutlamada, "Evde açlık, işte salgın. Kahrolsun kapitalizm" pankartı açıldı. Platformu oluşturan örgütlerin flamalarınn taşındığı eylemde, "Yaşasın 1 Mayıs, bıji yek gulan", "Hergün 1 Mayıs her gün kavga", "Yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganlarını attı.

Kutlamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, ESP İl Eşbaşkanları Ezgi Bahçeci ve Hüseyin İldan, BEKSAV Eşbaşkanları Canan Kaplan ve Ahmet Uçar, SGDF Eşbaşkanı Deniz Bahçeci ile HDP ilçe yöneticilerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.

'TÜM YILDIZLARI DÖKÜLDÜ, YALANLARI ORTAYA ÇIKTI'
'77 1 Mayıs'ında katledilenler başta olmak üzere işçi sınıfı mücadelesinde yaşamıın yitienlerin anısına saygı duruşu yapıldı. Ardından Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı, platform adına açıklama yaptı.

Dünyaya yayılan koronavirüs salgınının kapitalist sömürü ve yağma düzenini tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdiğini belirten Saygılı, şunları söyledi: "Tüm dünyada, işçi-emekçilerin, hakların sömürü, yağma ve baskılara karşı büyük ve yaygın tepki ve protestoları ile sarsıldığı, kapitalizmin dünya çapında derin bir ekonomik kriz içinde olduğu, işçi-emekçilere, haklara, insanlığa hiçbir gelecek sunamadığı bir dönemde salgınla yüz yüze kaldık.

"Birkaç istisna haricinde tüm kapitalist devletlerin, açık ya da gizli 'sürü bağışıklığı' diye tarif ettikleri, 'ölen ölür, kalan sağlar çalışmaya devam eder' mantığı ile insanlık dışı tutumlar aldığı gördük, görüyoruz.

"Tüm yaldızlar döküldü, tüm yalanlar açığa çıktı. 'Ekonominin çarkları' dönmek zorundaydı! Bunun için işçiler kendilerini feda etmeli, ekonomileri ayakta tutmalıydı. Bunun için sermayeye milyarlar akıtılırken, işçilere açlıktan ya da çalışırken hastalanarak ölmek dayatıldı."

'EMEK GÜCÜYLE ÜLKEYİ YARATANLARA DÜŞEN SABUN VE KOLONYAĞI OLDU'
Ülkeyi yönetenlerin salgını fırsata çevirdiğini belirten Saygılı, emek gücüyle yaratılan tüm zenginliğin kaynağı olan işçi-emekçilere, yoksul halka reva görülenin "sabun, abdest, kolonya" ve bir miktar sadaka kabilinden para olduğunu söyledi.

Milyonlarca kişinin işsiz kaldığını, ücretsiz iznin yasallaştırıldığını söyleyen Saygılı, şöyle devam etti: "İşten atmaları yasaklama adı altında patronlara, işçileri üç ay ücretsiz izne ayırabilme hakkı tanındı. Ücretsiz izne çıkarılanlara, işten çıkarılan ama işsizlik ödeneğinden yararlanamayan işçilere günlük 39 lira gibi bir sadaka ücreti uygun görüldü. Tüm ödemelerin kaynağı ise İşsizlik Sigortası Fonu...

"Büyük çoğunluğumuz ise 'Evde Kal'ın kapsama alanı dışında; fabrikalarda, inşaatlarda, işyerlerinde her an salgına yakalanma korkusu altında çalışmaya devam ediyor, birçok emekçi kardeşimiz de yakalandığı salgından kurtulamayarak hayatını kaybetti."

Bu süreçte kadın emeğinin sömürüsünün ve kadına şiddetin arttığına da dikkat çeken Saygılı, iktidarın bunu görünmez kılmak için elinde geleni yaptığını belirtti.

Salgın sürecinde yaşanan hukuksuzluklara dikkat çeken Saygılı, toplumun tüm kesimlerine yönelik saldırı ve hak gasplarının arttığı bir dönemde 1 Mayıs'ı karşıladıklarını söyledi. Saygılı, "Salgın kapitalist sömürü ve yağma düzenini tüm çıplaklığı ile ortaya koyarken işçi sınıfının, emekçilerin hayatı var eden gücünü de ortaya koydu" dedi.

"İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününde başta çalışmak zorunda bırakıldığımız işyerleri olmak üzere, bulunduğumuz her yerde, meydanda, mahallede, sokakta, balkonda" tüm işçi ve emekçileri 1 Mayıs taleplerinin güçlü bir şekilde seslendirmeye çalıştı ve talepleri sıraladı:

Tüm kaynaklar halk sağlığı için seferber edilmelidir.
İşten çıkartmalar, ücretsiz izinler yasaklanmalı, tüm çalışanlar ücretli izine çıkarılmalıdır.
Çalışmanın zorunlu olduğu sektörlerde, işçilerin salgına karşı korunması için hekimler ve işçilerin denetiminde önlemler alınmalıdır.
Salgın süresince tüm faturalar devlet tarafında karşılanmalıdır.
Kayıt dışı çalışan ve şu anda hiçbir geliri olmayan, ücretsiz izine ayrılan işçi-emekçiler, yoksul halka en az asgari ücret tutarında doğrudan gelir desteği sağlanmalıdır. 
Tüm hastaneler kamulaştırılmalıdır.
Salgına karşı toplumun korunması için gerekli kaynak, sermaye sınıfı ve rantiyeye konacak servet vergisi ile karşılanmalıdır. Bu kaynağın kullanımı toplumun denetimine açık olarak organize edilmelidir.
'İnfaz yasası'ndaki ayrımcılık, devam eden kayyum politikaları ve belediyelerin çalışmalarının engellenmesi üzerinden sürdürülen siyasi baskılar son bulmalıdır.

GÜLÜM: ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZÜ BÜYÜTMELİYİZ
Ardından HDP Milletvekili Züleyha Gülüm konuştu. Salgın döneminde işçilerin, emekçilerni,kadınların, tutsaların açlık, ölüm ve şiddetle baş başa bırakıldıklarını belirten Gülüm, "Bu ülkede bütün önlemler sadece sermaye için alınıyor. Savaş sürüyor, mali kaynaklar savaşaa aktarılıyor. Savaşa, zengine değil; işçiye, emekçiye, kadına, yoksula, köylüye, çiftçiye verilsin. Tüm bunları gerçekleştirmek için örgütlülüğümüz büyütmeliyiz" diye konuştu.

Gülüm konuşmasının ardından kitle hep birlikte 1 Mayıs İşçi Marşı söyledi. Başından beri kutlamayı engellemeye çalışan polis, halay çekilmesine engel olmak için ses düzeninden marşların çalınmasını engelledi. Bunun üzerine kitle, söyledi ve halay çekti.