19 Nisan 2024 Cuma

Kadınlar hapishane önlerinden seslendi: Tutsaklara ses olalım

TJA ve tutsak yakınları öncülüğünde birçok kentte eş zamanlı olarak yapılan açıklamalarda tecride ve baskılara tepki gösterilerek, tutsakların sesi olma çağrısı yapıldı.

Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) ve tutsak yakını kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla "Özgürlüğü savunuyoruz" şiarıyla birçok kentte hapishane önlerinde basın açıklamaları gerçekleştirdi.

İSTANBUL
İstanbul'da Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi önünde yapılan açıklamaya Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (MATUHAY-DER) üyeleri, TJA, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Pero Dündar Dilşat Canbaz, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Esengül Demir ve çok sayıda tutsak yakını ile Barış Annesi katıldı.

"Kadın tutsaklara adalet ve özgürlük zamanı" ve "Ji bo jinên girtî dema edalet û azadiyê ye" pankartının açıldığı açıklamada kadınlar ellerinde "Eşitlik olmadan özgürlük olmaz", "Kadın, yaşam, özgürlük", "Tecrit sucê mirovahıiyê ye", "Ji girtiyên siyasî re azadî", "Bijî berxwedana zindanan", "Özsavunma haktır" yazılı dövizler ile katledilen ve hapishanede olan kadınların fotoğraflarını taşıdı. Açıklamada kadınlar sık sık "Jin Jiyan Azadî", "Bijî berxwedana zindanan", "Bijî têkoşîna jinan" sloganları attı.

Bugün kadına yönelik şiddet ve ayrımcı politikalara karşı tepki göstermek için hapishane önünde bir araya geldiklerini belirten HDP İl Eşbaşkanı Elif Bulut, "Alanlarda kadınların ölmemesi için mücadele ediyoruz. Cezaevinde olan yoldaşlarımız özgürlük için mücadele ettikleri için tutsak edildiler. Bu sistemin değişmesi, adil sistemin gelmesi kadınların birlikte olmasıyla sağlanacak. Kadına yönelik şiddeti gündemleştireceğiz. 25 Kasım'da Taksim başta olmak üzere kadınlar dünyanın her yerinde bir araya gelecek. Onlar da biliyor kadınlar örgütleniyor, bundan korkuyorlar. Kadınlar olarak vazgeçmiyoruz, özgürlüğü getirene kadar mücadele edeceğiz" dedi. Bulut, kadın katliamlarının son bulması için tüm kadınlara birlikte mücadele etme çağrısı yaptı.

HDK Sözcüsü Esengül Demir de hak ihlallerini gündeme taşımak ve kamuoyunda duyarlılık oluşturmak için bir araya geldiklerini belirtti. Demir, "Cezaevinde kadın arkadaşlarımızın hakları ihlal ediliyor ama kadın katilleri sokaklarda dolaşıyor. Ceza infaz yasası kişileri ikinci defa tutsak almış durumda. Kadınların birlikte mücadele yürütmesi gerekiyor. Burada olan aileler yıllardır özgürlük için mücadele yürütüyor. Ama siyasi mahkumların cezaevinde yaşadığı hak ihalelerine ilişkin toplumsal tepki oluşmamakta. Demokratik kamuoyu olarak uyarıyoruz, yasaları uygulasınlar bu yasaların uygulanma sürecinin takipçisi olacağız. Cezaevinde olan kadın yoldaşlarımıza ve dışarıda mücadele yürüten kadınlara selamlarımızı iletiyoruz. Yaşasın kadın dayanışması" diye konuştu.

HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesi ile kadınlar ve Kürt halkı üzerindeki katliama tepki göstermek için cezaevi önünde bir araya gelerek açıklama yapmak istediklerini ancak buna izin verilmediğini belirtti. Dündar, "Kadın haklarını savunduğu için TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan'a 30 yıl hapis ceza verdiler. Leyla Güven'e, Ayşe Gökkan'a ve mücadele yürüten kadınlara selam gönderiyor ve önlerinde saygıyla eğiliyoruz. Cezaevleri işkencehane olmuş durumda. İmralı'da Öcalan üzerinde 22 yıldır devam eden tecrit şuanda bütün cezaevlerine yayılmış durumda. İktidar gücü bitirince kadınlara, cezaevlerine, İmralı'ya yöneliyor" dedi.

İktidarın İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin nedeninin kadın katillerinin serbest bırakılmasını sağlamak adına bir adım olduğunu belirten Dündar, "Cezaevlerinde yapılan işkence insanlık suçudur. Kürt anneleri, gençleri, kadınları bu sisteme karşı baş eğmedi, eğmeyecekte. Kürtleri teslim almak istiyorlar ama Kürtler özgürlüğünden bir adım geri atmıyor. Her yerde mücadele edeceğiz. Meclis'te, sokakta, kendimizi, rengimizi, dilimizi savunacağız. Biz kendimizi savunmazsak devlet bizi savunmaz. Cezaevlerindeki kadınlara sesleniyoruz mücadeleniz mücadelemizdir. Her yere yayılan tecridi yıkacağız" şeklinde konuştu.

Daha sonra açıklamayı kadınlar adına MATUHAY-DER yöneticisi Sebat Karul okudu. Kurul şöyle dedi: "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün sembolü olan Mirabel Kardeşler, daha özgür ve yaşanılabilir bir dünya İçin verdikleri mücadelenin bedelini canlarıyla ödemişlerdir. 1960 yılında Mirabel kardeşlerin verdiği bu özgürlük mücadelesi bugün hala yaşamın her alanında devam etmektedir. Kadınlara dışarıda uygulanan psikolojik, ekonomik, fiziksel, cinsel şiddet cezaevlerinde de devam etmektedir. 

"Kandıra 1 Notu F Tipi Cezaevinde kalan Garibe Gezer'in maruz kaldığı insanlık dışı cinsel işkence erkek egemen aklın kendini yeniden inşa etme çabasının bir ürünüdür.

"Politik kadınlar çalışmalarından Ötürü tutuklanmakta ve çalışmaları kriminalize edilmekte ve hukuk dışı cezalar verilmektedir. TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, DTK Eşbaşkam Leyla Güven, HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak , Sebahat Tuncel ve hafızasını yitiren hasta tutsak Aysel Tuğluk gibi birçok politik kadın tutuklanmış ve on yıllarca hapis cezası verilmiştir.

"Türkiye cezaevlerindeki kadınlara dönük hak ihlalleri Covid-19 virüsünün ortaya çıkması ile pandemi bahane edilerek devam etmektedir. Cezaevlerinde kadınlara dönük çıplak arama uygulamaları, odaların kameralarla izlenmesi, keyfi disiplin cezaları verilmesi gibi birçok sorun artarak devam etmektedir. 

"Cezaevlerinde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretilememiş olup aksine son dönemde bu ihlallerin artmasına neden olan İnfaz Kanunu kapsamında birçok kadın tutsak tahliye tarihleri gelmiş olmasına rağmen disiplin cezaları gibi bahaneler ile tahliye edilmemektedir.

"Tedavileri engellenen ve cezaevi koşullarında hastalıkları ile mücadele eden kadın hasta tutsaklar tahliye edilmelidir.

"Cezaevlerinde kadınlara yönelik gerçekleştirilen bu saldırıların sistematik bir akla hizmet ettiğini biliyoruz. Kadın tutsaklara dönük bu saldırılara ve baskılara karşı her koşulda kadın mücadelesini yürütmeye devam edeceğimizi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde de tüm tutsak kadınların sesi olacağımızı, aynı inanç ve kararlılıkla kadın özgürlüğünü haykırmayı sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz."

DİYARBAKIR
Diyarbakır D Tipi Kapalı Hapishanesi önünde yapılan açıklamaya Tevgera Jinên Azad (TJA), Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) yöneticileri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekilleri Remziye Tosun, Semra Güzel ve Dersim Dağ, Diyarbakır Barış Anneleri Meclisi üyeleri, HDP Kadın Meclisi üyeleri ve birçok kişi katıldı.

Açıklama öncesi bölgeyi zırhlı araçlarla abluka altına alan polis, açıklamayı takip eden basın emekçilerine ve kadınlara kimlik kontrolü yaptı.

"Dem dema azadiya jinê ye", "Şiddet insanlık suçudur", "Qetlîama jinan qirkirina civakê ye", "Hasta tutsaklara özgürlük" pankartlarının açıldığı eylemde, "Cezaevlerinde şiddet var" ifadelerinin yer aldığı pankarta ise polisler tarafından el konuldu. Açıklamada ortak basın metnini MED TUHAD-FED yöneticisi Sunay Aslan okudu.

Eylemde konuşan HDP Milletvekili Remziye Tosun, polislerin bölgeyi ablukaya almasına tepki göstererek, "Yüzyıllardan bu yana bu topraklarda işkenceler yapılmakta. Buraya getirdiğimiz pankartta ‘Cezaevlerinde şiddet var' diye yazdığımız için el konuldu" dedi. "Başta İmralı olmak üzere tüm cezaevlerinde tecrit var, bu tecrit tüm topluma yayıldı" diyen Tosun, konuşmasını engellemeye çalışan polise ise "Şu an bile tecrit politikaları ile yüz yüzeyiz. Burada açıklama yapmamıza dahi izin verilmiyor. Sonra tecrit yok deniliyor. Burada yaşadıklarımız da tecridin bir parçasıdır. Ne yaparsanız yapın tecridin olduğunu her zaman gündeme getireceğiz" yanıtını verdi.

Müdahale sırasında polisler kalkanlar ile basın emekçilerinin çekim yapmasına engel olmaya çalışırken, Şırnak'tan gelen Barış Anneleri ve TJA aktivistlerinin açıklamaya katılmasına izin verilmedi.

Kitle "Jin jiyan azadî", "Bijî berxwedana zindanan" sloganları ile eylemi sonlandırdı.

İZMİR
İzmir'de de TJA ve Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGE TUHAY-DER) Eski Sümerbank önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. "Savaşa, yoksulluğa şiddete karşı kadın özgürlük zamanı" yazılı pankartın açıldığı basın açıklamasında "Jin jiyan azadî", "Siyasi tutsaklar onurumuzdur" sloganları atıldı. Basın açıklamasını katılımcılar adına Nilay Güleser okudu.

Güleser'den sonra söz alan HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, faşizmin baskıları artırdığı alanlardan birinin de cezaevleri olduğuna işaret etti. Türkiye'de tutsakların haklarının ayaklar altına alındığını vurgulayan Sürücü, şöyle konuştu: "Bir İnfaz Yasası çıkarttılar ve bu kanunla birlikte çete, mafya, kadın katillerinin hepsini bıraktılar. Ancak siyasi tutukluların hiçbirini tahliye etmediler. Hasta tutukluları ölümle baş başa bıraktılar. Bugün Türkiye'deki cezaevlerinde binlerce hasta tutuklu var ve ağır koşullar altında tutuluyorlar. Ne tedavileri yapılıyor ne de tahliye ediliyorlar. Bu tutuklulardan biri de Aysel Tuğluk. Tuğluk'un bugün durumu ne yazık ki hiç iyi değil. Acilen tahliye edilmesi gerekiyor. Fakat iktidar gözünü kulağını bu duruma kapatmış ve Tuğluk'u tahliye etmiyor. Tuğluk sadece bu kadınlardan biri. Binlerce siyasi tutuklu kadın var ve ağır hastalıklarına rağmen kötü koşullarla yüz yüze bırakılmış durumda. Bugüne kadar cezaevlerinde cenazeleri çıkan tutuklular da var. Emine Aydoğan bunlardan biri. Aydoğan 75 yaşında ve ağır hastaydı. Ne kadar başvuru yapıldıysa da tahliye edilmedi. Hasta tutukluların bir an önce tahliye edilmesi gerekiyor."

Sürücü kadın tutsaklara yönelik yapılan uygulamaları kınadıklarını söyleyerek, "Biz kadınlar bu politikalara karşı mücadelemizi sonuna kadar büyüteceğiz. Tutsak ailelerinin yanında olmaya devam edeceğiz ve hiçbir zaman başımızı eğmeyeceğiz. Bir kez daha buradan sesleniyoruz; hasta tutukluları acilen tahliye edin" dedi.

VAN
TJA ve Van Tutuklu Hükümlü Aileleri İle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla Van Hapishane Kampüsü yakınında kitlesel açıklama yaptı. Açıklamaya, HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve HDP Van İl Eşbaşkanları, TJA aktivistleri ve tutuklu yakınları katıldı.

Kampüs önünde açıklama yapılmasına izin vermeyen jandarma, basın emekçilerinin ise çekim yapmaları halinde gözaltına almakla tehdit etti. Yapılan müzakere sonrası kitle hapishaneye yakın bir noktada basın açıklaması gerçekleştirdi. Kürtçe ve Türkçe yazılı "Savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı kadın özgürlük zamanı" pankartı açılan eylemde ortak basın metnini TUHAY-DER yöneticisi Edibe Babur okudu.

Ardından konuşma yapan HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, geleceği, bedeni ve özgürlüğü için mücadele eden ve düşüncesinden dolayı cezaevlerinde olan kadınlara yönelik şiddeti protesto etmek için yapacakları eylemin engellenmesine tepki gösterdi. Kadınların yaşamlarının karartılmasına ve sömürülmesine izin vermeyeceklerinin altını çizen Orhan, "Yaşamın her alanında yer almaya kendi yaşamımızı kurmaya, kendi irademizi savunmaya devam edeceğiz. Tüm kadınları mücadele etmeye çağırıyoruz" dedi.