29 Mart 2024 Cuma

K. Nazari yazdı | #SOSKolombiya

Kitleler teslim olmayınca reformların geri çekildiği duyuruldu. Bu başarı Kolombiyalılara aittir, ancak yıllarca süren kanlı bir sınıf mücadelesinde küçük bir zaferdir. Halkın hala devlette açık olan birçok hesabı var. Oligarşi ile işçi sınıfı arasındaki keskin çelişki ve saflaşma, polis şiddeti istatistiklerinde açıklığa kavuşuyor. Kolombiya sokaklarında barış şu anda bir ihtimal değil. Kavga devam ediyor.

28 Nisan 2021, Kolombiya'daki ulusal grevin ilk günüydü. Medellín'de 17 yaşındaki Marcelo Agredo sokakta yatıyor. Kan, tam olarak bir polis tabancasının namlusundaki merminin ona saplandığı yerden, kafasındaki bir delikten akıyor. Öldü. Video, devletin kolluk güçlerinin protestocuları vurduğu sayısız örnek gibi sosyal medyada da yayıldı. Bir halkı, karşılık verene kadar ne kadar terörize edebilirsiniz? Kolombiya devleti, grevdeki insanlarla yaklaşık bir haftadır savaş halinde. Çatışma, yaklaşan vergi reformlarına karşı ulusal bir grevle tetiklendi, ancak renkli ve dayanışma temelli kitlesel protestoların görüntüleri Kolombiya oligarşisinin tepkisi tarafından gölgede bırakıldı. Kolombiya, küçük bir yozlaşmış elitin kendi çıkarlarını halkın çıkarlarına karşı temsil ettiği ve onları ne pahasına olursa olsun şiddetle savunduğu bir ülkedir. Devam eden protestolar yılların en büyük, en militan ve radikalidir.

Kolombiya'nın yeniden ayağa kalkma olanağı doğar mı? Kolombiya'da neoliberal reformlara karşı genel grev Ulusal Grev Komitesi (Comité Nacional de Paro, CNP), Başkan Iván Duque'nin aşırı sağcı hükümeti tarafından gündeme getirilen neoliberal ekonomik reformlara karşı protesto çağrısında bulundu. 28 Nisan, "Yaşam, barış, demokrasi ve yeni Duque dolandırıcılığı ve vergi reformuna karşı" sloganı altında ülke çapında bir seferberliğin başlangıcı oldu. Yaklaşık 600 kasaba ve şehirde mitingler, liman ve yol ablukaları ve büyük gösteriler düzenlendi. Protestolar tüm sosyal gruplar tarafından destekleniyor, ancak gençlerin militan varlığı özellikle dikkat çekiyor. Yerli halkların örgütleri de binlerce insanı harekete geçiriyor.

Aşırı sağcı hükümet, halk ayaklanmasını paranoyak teorilerle açıklamaya çalışıyor: iddiaya göre komünist gerillalar FARC-EP ve ELN sorumlu. 5 Mayıs'ta, savaş suçlusu ve eski Cumhurbaşkanı Álavro Uribe'nin, Twitter'da ELN gerillasının bayrağı ile Minga yerli örgütünün bayrağını "karıştırdığı" açıklandı. Birkaç dakika sonra tweet silindi. Devlet göstericilerle diyaloğa girmek yerine ateş açtı. 28 Nisan itibarıyla devlet 4 günde 35 kişiyi öldürdü. Ayrıca tecavüz ve yoğun polis şiddeti mağdurları var. Şu anda 380 kişi kayıp. Kitleler teslim olmayınca reformların geri çekildiği duyuruldu. Bu başarı Kolombiyalılara aittir, ancak yıllarca süren kanlı bir sınıf mücadelesinde küçük bir zaferdir. Halkın hala devlette açık olan birçok hesabı var. Oligarşi ile işçi sınıfı arasındaki keskin çelişki ve saflaşma, polis şiddeti istatistiklerinde açıklığa kavuşuyor. Kolombiya sokaklarında barış şu anda bir ihtimal değil. Kavga devam ediyor. Kolombiya'daki sınıf mücadelesi, ulusal grevle başlamayan ve onunla bitmeyecek uzun bir tarihe sahiptir. Hükümet, ABD emperyalizminin emrettiği her şeyi yapıyor ve bu davaya engel olan herkesle savaşıyor. Devlet, 50 yılı aşkın süredir isyancı gerilla FARC-EP ve ELN ile savaş halinde.

"Kolombiya'da dağlara gitmenin (gerillalara katılmanın) sendika kurmaktan daha güvenli" olduğuna dair bir söz var. Resmi rakamlara göre, son altmış yılda 96 bin sivil, sağcı paramiliter güçler tarafından öldürüldü.

'POLİS HALKIMIZA SALDIRIYOR, AMAN TANRIM KORKUYORUM'
Son birkaç gündür cep telefonumu kapatamıyorum. Kolombiya'daki arkadaşlarımla sürekli temas halindeydim. Bir gece cep telefonuma bir mesaj geldi. Başkent Bogota'dan bir arkadaşım bana şöyle yazdı: "Polis halkımıza saldırıyor. Omg* [Oh my god - Aman Tanrım], korkuyorum. Arkadaşım, burada Kolombiya'da polisler insanları öldürüyor. Omg, insanlara ateş ediyorlar. Başkan hepsini emretti. Grev yapan insanlar." Herhangi bir ateş görüp görmediğini sordum. "Evet, benim şehrimde. Kalabalığın içinden geçerken arabadan ateş ettiler." Sonra yine ertesi gece: "Durum şimdi çok daha kötü. Polisler insanlarımızı öldürüyor, Omg, Çok fazla video izledim. Cali, Valle del Cauca'da, şu anda elektriksizsiniz ve keskin ateş eden ordu konuşlandırılmış durumda."

Kolombiyalı polislerin paranoyak kana susamışlığında bir BM gözlem heyeti bile 3 Mayıs'ta ateş altındaydı. Tek tek polisler ve askerler sosyal medyada, protestolarda ateş etmeyeceklerini duyurdu. Ancak, katkıları terörü belgeleyen sayısız video selinde boğuluyor. Kalabalıklar içinde hareket eden motosikletlerden ateş eden polisler, artık hareket etmeyen bedenlere çarpan polisler, bazen caddenin tamamı kan gölüne dönüşüyor.

Büyük şehirlerden fotoğraflar bir iç savaşı andırıyor. Göz yaşartıcı gaz sisi sokaklarda. Askeri ve polis helikopterleri, 7/24 barrioların üzerinden dönüyor. Sürekli tabanca ve silah sesleri. Sokak ortasında yanmış otobüsler. Boş bankalar ve yağmalanmış ATM'ler. Birçok insan günlerdir sokağa çıkmaya cesaret edemedi. Düzenli günlük yaşam şu anda imkansız. Tüm bunlara rağmen yüzbinler protesto etmek için sokaklara çıkmaya cesaret ediyor. Birçoğunun kaybedecek hiçbir şeyi kalmadı, Kolombiyalıların yüzde 42'si yoksulluk içinde yaşıyor.

SİZ BİZE EKMEK VERİN, BİZ SİZE HUZUR VERELİM
Metnin başında, "Bir halkı, karşılık verene kadar ne kadar terörize edebilirsiniz" sorusunu sormuştuk. Devletin şiddetinin sayısız görüntüsünün yanı sıra, barikatların arkasında cep telefonu kameraları ile kaydedilen kahramanlık sahneleri de var.

Çoğunlukla sınırlarının aşırı uçlarına giden ve silah sesleri karşısında bile durdurulamayan gençleri görebilirsiniz. Primera Linea* videoları, polis birimlerine örgütlü bir biçimde hücum eden kitlelerle dolu. Göstericilerin de polislere el tabancalarıyla ateş açtığı birkaç video dolaştı. 6 Mayıs'ta göstericiler Ulusal Meclis binasının önündeki engelleri aştı. Kongre ancak özel polis birimleri tarafından savunulabilirdi. Ülkede büyük bir öfke var, bazıları bunu devrimci durum olarak tanımlıyorlar. Direnişçi FARC-EP'in İkinci Marquetalia'sının yaptığı bir açıklamada şu sözlere yer verdi: "Devlet soykırımının belirleyicileri için cezasızlık günleri sayılı. Duque ve Uribe, Zapateiro ve Vargas bu ölüler için hesap vermek zorundalar. Tüm Bolivarcı ve yurtsever orduları, subayları, astsubayları ve hava kuvvetleri, ordu ve donanma askerlerini ulusal grevi desteklemeye çağırıyoruz."

Cauca'nın kırsal bölgesindeki bir FARC-EP birimi de, sokaktaki insanlarla nasıl yan yana duracaklarını açıklıyorlar.

Her gece Kolombiya sokaklarında olan bir yoldaşa yazının son sözünü bırakayım: "Protesto deneyimim nostaljiden adrenaline, öfke ve ümide kadar duyguların bir karışımı. Burada ailem haline gelen arkadaşlarımla birlikte sürdürdüğüm kavganın daha iyi bir ülkeyi yaratacağına güvenim tam. Burada ortaya çıkan empati ve dayanışma kimsenin kayıtsızlıkla karşılaşmayacağı yeni bir dünyanın yolunu açacağız... Mi nación es mi gente! [Benim milletim benim halkımdır!]

*Primera Linia, "ön cephe" veya barikatın ardındaki "ilk eylem gücü" olan kitleyi tanımlıyor. Kitlelerin önünde polisle ilk çarpışan söz konusu eylemcilerden kayıplar da en fazla oluyor. (Kolombiya'dan güncel bir örnek için Colombia Informa auf Twitter

 

#ParoNacional6M 🔥| En Soacha- Cundinamarca, los jóvenes se organizan y arman la Primera Línea para contrarrestar los ataques del ESMAD. La juventud y el pueblo colombiano con mucha valentía, siguen en resistencia. #SigueElParo pic.twitter.com/hDUS19ZOmz

— Colombia Informa (@Col_Informa) May 7, 2021