26 Nisan 2024 Cuma

HDP: Tanzim satış noktaları AKP'nin çaresizliğinin resmidir

AKP'nin ucuz et yalanını hatırlatan HDP, "Bugün yoksulların 70'lerin gaz, tüp kuyruklarına benzer uzun kuyruklarda birkaç lira indirimle sebze, meyve alabilmek için beklemeleri AKP iktidarının utanç belgesidir" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), AKP'nin tanzim satış noktaları ile iligili yazılı açıklama yaptı. 
 
"Vaktiyle tarımsal üretimde kendi kendine yetebilen, sebzesini, meyvesini, tahılını üreten Türkiye büyük bir gıda krizi yaşıyor" denilen açıklamada, yüksek işsizlik, düşük ücretler, iki haneli enflasyon, zamlar ve hayat pahalılığı ile ekonomik krizin halkın günlük hayatını derinden sarstığı belirtildi.
 
"Fiyatlar ateş pahası, pazar el yakıyor! Halk çarşıda pazarda dolaşamaz hale geldi. Pazarda domates 5-10 lira, sivri biber 10-15 lira, patlıcan 10-12 lira, kuru soğan 4-7 lira, patates 5-7 lira… Taze soğan 15-20 lira…" denilen açıklamada, halkın sebze ve meyveyi tane tane alabildiği ifade edildi.
 
"Son 12 ayda soğan yüzde 185, patates yüzde 79, tavuk eti yüzde 33, kuzu eti yüzde 23, dana eti yüzde 11 arttı. Raflardaki süte yüzde 25, peynire yüzde 27, yumurtaya yüzde 27, salçaya yüzde 97, tuza yüzde 34, kuru fasulyeye yüzde 32, margarine yüzde 42, suya yüzde 28, ekmeğe yüzde 15 zam geldi" denilerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın16 yıl boyunca yaptığı gibi esip savurduğu kaydedildi.
 
KRİZİN NEDENİ PAZARCILAR DEĞİL AKP
 
Erdoğan'ın sorunu pazarcıların, marketlerin sırtına yıkarak, siyasi sorumluluk almak istemediğinin vurgulandığı açıklamada, "Fiyatların şişirilmesinde aracıların, marketlerin etkilerinin olmadığı söylenemez. Ancak, yaşanan gıdaya erişim krizinin bütün sorumluluğunu pazarcıların, marketlerin sırtına yıkmak, sopa zoruyla fiyat düşürmeye çalışmak tam bir gölge boksuna benziyor" diye belirtildi.
 
Üretici enflasyonunun yüzde 30'un üzerinde ve 16 yıl boyunca izlenen tarım politikalarının kökten değiştirilmesi gerektiğini zorunlu olduğunun kaydedildiği açıklamada, "Erdoğan, kapitalist piyasa ve rekabet mantığı içinde haller özel sektöre devredilirse, gıda ithal edilirse, tanzim satışlarla indirimli bazı gıdalar satılırsa gıda fiyatlarının düşeceğini empoze ediyor. Bu koca bir yalan" diye aktarıldı. 
 
"Sermaye demek kâr demektir. Sermaye kâr etmeyeceği hiçbir alanda bulunmaz. Haller, özel sektöre geçtiği zaman, özel sektör kâr etmek için pazarı kontrol altına alacak, yine büyükler küçükleri yutacak, nihayetinde sebze, meyve pazarı tekelleşecek ve fiyatlar yükselmeye devam edecektir" denilen açıklamada şöyle belirtildi: 
 
ERDOĞAN ÇARESİZ 
 
"Tanzim satış politikası ise seçime yönelik bir kandırmacadan ibaret gibi görünüyor. Çünkü, kar amacı gütmeyen, rant aracı olmayan işlerden uzak duran AKP'nin kapitalist mantığı buna elverişli değildir. Süt Endüstrisi Kurumu, Et Balık Kurumu gibi 270 mağazası bulunan TANSAŞ'ı da 2016 yılında Migros'a satarak özelleştiren AKP hükümetidir. Yerel seçim sürecinin arifesinde hızla tanzim satışlara dönüş politikası Erdoğan'ın ne kadar çaresiz olduğunu gösteriyor."
 
"Kaldı ki, üretici maliyetlerinin zirve yaptığı bir durumda, kamu maliyesinden destek olmaksızın tanzim satış noktaları sürekli indirimli gıda arzı yapamaz. ‘Halka ucuz sebze, meyve yediriyoruz' propagandası eşliğinde uygulamaya başlanan tanzim satış politikası, düşük maliyetli üretimle desteklenmediği sürece kamu maliyesine yeni yükler getirmekten başka bir sonuç doğurmaz."
 
KRİZE MİLİYETÇİLİK SERUMU
 
AKP'nin 2018'de 28-29 liraya ithal ettiği eti, ‘halka ucuz et yediriyoruz' propagandasıyla yandaş marketlere (A101, BİM ve MİGROS) 20 liraya verdiğinin ve bu marketlerin de devletten 20 liraya aldıkları eti yine 28-29 liraya halka sattığının hatırlatıldığı açıklamada, "Bugün yoksulların 70'lerin gaz, tüp kuyruklarına benzer uzun kuyruklarda birkaç lira indirimle sebze, meyve alabilmek için beklemeleri AKP iktidarının utanç belgesidir" denildi.
 
AKP'nin fiyatların yüksekliğini soran yurttaşlara ‘… iki ay Afrin'de biz leblebi çekirdek mi kullandık? Mermi kullandık, bombaları kullandık. (…) Bir mermi kaç lira, biliyor musun?' dediği hatırlatılarak Erdoğan'ın, krizin üstünü yine Kürt düşmanlığıyla, milliyetçi hamasetle, savaş çığırtkanlığıyla örtmeye çalıştığı kaydedildi.
 
"Artık mızrak çuvala sığmıyor. Hamasete değil, hakikate bakılmalıdır. Yüksek gıda fiyatlarını aşağıya çekmenin yolu çarşıda pazarda eli sopalı dolaşmak, racon kesmek değildir. Belli sermaye gruplarına yeni rant alanları yaratmak hiç değildir" denilerek bu durumunun dışa bağımlı tarım politikalarını terk etmekten ve 16 yıl boyunca bu politikaları tavizsiz biçimde uygulayan AKP iktidarından kurtulmaktan geçtiğinin olduğu ifade edildi.