2 Mayıs 2024 Perşembe

HDK İstanbul İl Kongresi gerçekleştirildi

HDK'nin İstanbul İl Kongresi'nde konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, 31 Mart yerel seçimlerinin yeni bir mücadele hattının açılabilmesi açısından bir fırsat olduğunu belirterek, iktidarın İstanbul'u kaybetmesi halinde faşizmin çözülmeye başlayacağını söyledi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), İstanbul İl Kongresi'ni "Emek, barış, özgürlük! Faşizme karşı toplumsal direniş" şiarıyla Beyoğlu'nda bulunan HDK Genel Merkez Bürosu'nda gerçekleştirdi.
 
Kongreye HDK Eş Sözcüsü ve HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Kılıç Koçyiğit, HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek'in yanı sıra siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı.
 
'YENİ KATLİAMLARIN KAPISI HER DAİM AÇIK'
 
HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Roboski katliamında yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başladı. Hukuksuzlukların üzerini örtmenin bir devlet geleneği haline geldiğini dile getiren Koçyiğit, Maraş katliamının, 19 aralık hapishaneler katliamının, Roboski katliamının üzerinden yıllar geçmesine rağmen hiçbirinin failinin bulunmadığını hatırlattı. Koçyiğit, devletin katliamlarla yüzleşmemiş olmamasının yeni katliamların kapısının her daim açık tuttuğunun göstergesi olduğunu ifade etti.
 
'TECRİDİN NEDENİNİ İYİ BİLİYORUZ'
 
DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in açlık grevinin 53. gününe girdiğini hatırlatan Koçyiğit, "Leyla başkanımız niçin açlık grevine girdi? Çünkü bu ülke bütün yasalarını, anayasalarını çiğneyerek İmralı Adası'nda bulunan Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik mutlak bir tecrit politikası güdüyor. Bu tecridin asıl nedenini çok iyi biliyoruz. Bu tecrit barış sürecinin tasfiye etmek, savaş, kaos üzerinden kendi iktidarını devam ettirmek isteyen zihniyetin bir dışavurumudur" diye belirtti.
 
'BÖLMEYİ, KUTUPLAŞTIRMAYI HEDEF ALDILAR'
 
"Barış, sesi duyulmayanların sesinin duyulmasını ve gerçek anlamda toplumsallaşmayı sağlıyordu" diyen Koçyiğit, o sesin HDK'nin sesi olduğunu kaydetti. Koçyiğit, "HDK yola çıktığı projesini 7 Haziran'da HDP aracılığıyla toplumsallaştırmış ve bunu 80 milletvekilli sayısıyla meclise taşımıştı. Bu sese tahammül edemeyenler o günden bugüne bizlere savaşı, şiddeti, kaosu dayatıyorlar. Çünkü bu savaş ve şiddet onların temel beslenme alanı. Şunu çok iyi biliyorlar. Savaşın ve şiddetin olduğu yerde artık bizlerin, tüm muhaliflerin sesinin duyulması daha zor. Bunu bildikleri için en temel olan Kürt sorunu üzerinden de toplumu bölmeyi, kutuplaştırmayı hedef aldılar" sözlerini kullandı.
 
'MÜCADELE HATTIMIZI TOPLUMSALLAŞTIRMAMIZ GEREKİYOR'
 
Devletin Kürt sorunu üzerinden toplumu böldüğünü dile getiren Koçyiğit, "Türkiye'nin batısındakilere de 'Eğer Kürtlerle yan yana durursanız yanarsınız' diyor. Biz HDK olarak onların yok etmeye çalıştıkları şeyi yapmaya çalışıyoruz. Bu ülkedeki Kürt halkıyla Türkiye halklarının yan yana geldiği, kol kola girdiği, Türkiye'yi özgürlüğe ve demokrasiye ulaştırdığı bir ülke olsun diye mücadele ediyoruz. Varlık gerekçemiz temel nedeni de budur. Bu savaş çok büyük bir savaş. AKP-MHP faşizminin yürüttüğü  ideolojik ve siyasal savaşına karşı bizim de kendi mücadele hattımızı derinleştirmemiz, toplumsallaştırmamız gerekiyor" diye kaydetti.
 
'İSTANBUL'U KAZANMAK TÜRKİYE'Yİ KAZANMAKTIR'
 
31 Mart'ta yapılacak olan yerel seçimlere değinen Koçyiğit, yerel seçimlerde İstanbul ve büyük şehirlerin öneminden bahsetti. İstanbul'a sahip çıkmanın ve İstanbul'u kazanmanın Türkiye'yi kazanmak anlamına geldiğini ifade eden Koçyiğit, bu durumun iktidarca da çok iyi bilindiğini söyledi. İktidarın İstanbul'u kaybetmesi halinde faşizmin çözülmeye başlayacağını sözlerine ekleyen Koçyiğit, şöyle konuştu: "İktidar şu an yanıp tutuşmuş. İttifak yapmayacaklarını ilan ediyorlardı. Yeniden ittifak yaptılar. Bu ittifakın hepimize karşı olduğunu da biliyoruz. Bunun için İstanbul'da yaşayanlar olarak bu seçime başka bir anlam yüklemek durumundayız. Bu seçim gerçek anlamda yeni bir mücadele hattının açılması için bir başlangıç ve fırsat verebilir. Eğer biz İstanbul ve büyük şehirleri AKP-MHP ittifakının kaybetmesi için elimizden gelen her şeyi yaparsak başka bir yolun açmış oluruz."
 
Yerel seçimlerin iki tarihi anlamı olduğunu ifade eden Koçyiğit, "Kürdistan açısından tüm kayyumların geri alınması ve bunu aşan bir sayıda yeni belediyelerin elde edilmesidir. Türkiye açısından AKP-MHP faşizminin her ilde, her ilçede geriletilmesi ve elde edilen her mevziinin toplumsal muhalefet açısından daha kalıcı bir mevziiye dönüştürülme meselesidir" dedi.
 
'GELECEK BUGÜNDEN DAHA İYİ OLACAK'
 
Baskıların ve sıkışmışlığın karşısında direnişin de var olduğunun altını çizen Koçyiğit, sözlerini şöyle tamamladı: "Şu anda cezaevlerinde on binlerce siyasi tutsak var. Tutsaklar açlık grevleriyle yeni bir mücadele hattı açıyor. Kölelik koşullarıyla çalışan 3'üncü Havalimanı işçileri, Flormar işçileri bize bir şey anlatıyor; Örgütlenmek, mücadele etmek, direnmek. Biz de HDK olarak gelecek dönemi başarılı bir şekilde götürmek istiyorsak daha fazla yan yana gelmek, daha fazla örgütlenmek zorundayız. Biz devlete karşı toplumu öz güç yapmanın yol ve yöntemini arıyoruz. Her bir sorunu kendi sorunumuz olarak görmek zorundayız. İşçinin, kadının, köylünün, emekçinin sorunu bizim sorunumuzdur. Ama biz kimse adına mücadele edemeyiz. Sorunu olanları özne kılma ve onlarla yol yürüme hattını geliştirmemiz gerekiyor. Bunu yaparsak inanıyorum ki gelecek bugünden çok daha iyi olacaktır."
 
Koçyiğit'in konuşmasının ardından siyasi süreç değerlendirmesi, faaliyet raporlarının okunması, yeni dönem çalışma ve örgütlenme perspektifi tartışıldı.
 
Yapılan seçimle yönetim belirlenirken, Eş Sözcülüğe Mevlüt Aykoç seçildi. Kadın Eş Sözcü ise daha sonra kadınların yapacakları seçim ile belirleyecek.