11 Mayıs 2024 Cumartesi

HDK: İktidar yeni bir 7 Haziran peşinde

Yerel seçim sonuçlarını ve AKP-MHP ittifakının hukuk dışı uygulamalarını değerlendiren Halkların Demokratik Kongresi, Diyarbakır, Mardin ve Muş gbi bir çok bölgede darbe hukuku yoluyla halk iradesinin çiğnendiğini bildirdi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) tarafından yapılan açıklamada, AKP iktidarının yerel seçim sonuçlarını tanımayarak yenilenmesi yönündeki çabalarının 7 Haziran 2015 seçimlerine benzer, hukuk dışı bir girişim olduğu belirtildi.

Açıklamada, 31 Mart seçimlerinde AKP-MHP blokunun İzmir ve Diyarbakır’a ek olarak, İstanbul’u, Ankara’yı, Adana, Antalya, Mersin gibi büyük şehirleri kaybederek Bursa, Balıkesir gibi şehirleri kıl payı bir farkla elinde tutabildiğinin altı çizilirken “Eğer HDP’nin 'Kürdistan’da kazanacağız, Batı’da kaybettireceğiz' stratejisi olmasaydı; şu anda böyle tarihi bir gelişmeden söz ediyor olmayacaktık. Ne İstanbul’da, ne Ankara’da ne Adana ve Antalya’da bugün yaşanan değişim yaşanmayacaktı” diye kaydedildi.

Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İstanbul’da tezgahlanan darbeci sandık hukuksuzluğuna karşı oluşan duyarlılığın Diyarbakır, Mardin ve Muş'ta gösterilmediğini eleştiren HDK, söz konusu bölgelerde darbe hukukunun pervasızca uygulandığını bildirdi. Yapılan açıklamada “Bu zaafı aşmak, demokrasi güçlerinin boynunun borcudur. Toplumsal uzlaşı ve kalıcı barışın yolu buradan geçmektedir” denildi.

Açıklamanın devamında, Mardin’de, Diyarbakır’da seçilmiş başkanların, KHK mağdurlarının mazbatalarının verilmemesi üzerine YSK'nın, bu gibi merkezlerde seçimlerin yenilenmesi yerine, mazbatanın seçimlerde ikinci sırayı alan adaya ve partiye verilmesi gibi “katmerli bir hukuksuzluğun mucidi” olduğunu ifade edildi.

HDK, 31 Mart yerel seçim sonuçlarını “AKP’nin inşa ettiği rejimin, muhaliflerin seçime katılabileceği fakat seçim kazanmasının yasak olduğu; muhaliflerin seçim kazanması için rakibinden 1 fazla oy almasının, hatta 13-14 bin fazla oy almasının yeterli olmadığı; aday olurken sakıncalı bulunmayan KHK’lı olmanın, rakiplerini ne kadar oy geride bırakırsa bıraksın, mazbata almaya  engel gösterildiği; seçilmiş muhaliflerin mazbatasının verilmesinin polis ve istihbarat örgütünün takdirine kaldığı, genel oy ilkesinin açıkça çiğnendiği; demokrasi dışı, otoriter bir rejim olduğu hem halklarımızın, hem uluslararası toplumun nezdinde aleniyet kazandı” şeklinde değerlendirdi.

İktidarın özellikle İstanbul seçimlerinin yenilenmesi yönündeki hukuk dışı çabalarıyla, yeni bir 7 Haziran-1 Kasım sürecini dayattığını, halkı kaotik bir ortamda, kan dökülmesine alan açarak terörize edip, kararsız seçmenleri yeniden kendi eksenine çekme planına yaptığını belirtilen açıklamada, “Bu yöndeki karanlık çabalara karşı, en geniş demokrasi güçleri cephesiyle, en enerjik biçimde mücadele etmek görevimizdir” denildi.