17 Mayıs 2024 Cuma

'Gerçek adaleti işçi ve emekçiler sağlayacak'

Demokratik kitle örgütleri, siyasi parti ve sendikalar, 1 Mayıs 1977, 1989 ve 1996 yıllarında katledilen işçi ve emekçileri andı. Yapılan anmalarda, faşizme, sömürü ve katliam düzenine karşı adalet ve özgürlüğün işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesiyle geleceği vurgulandı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB), 1 Mayıs mitinglerinde 1977'de Taksim'de, 1989'da Şişhane'de ve 1996'da Kadıköy'de katledilenleri andı.

Anmalara, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Oya Ersoy, Züleyha Gülüm, Musa Piroğlu, Ali Kenanoğlu ve Sezai Temelli, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve çok sayıda demokratik kitle örgütü, siyasi parti ve sendika temsilcisi katıldı.

'77'DE TAKSİM'DE KATLEDİLENLERDE GEZİ'DEYDİ
1 Mayıs 1977'de katledilen 34 işçi ve emekçi için Kazancı Yokuşu'nda yapılan anma, katliamda hayatını kaybedenler başta olmak üzere emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başladı. Daha sonra katliamda hayatını kaybedenlerin isimleri sayılarak, "Gezideydi" denildi.

ÇERKEZOĞLU: BASKI VE KATLİAM YÖNETME BİÇİMİ HALİNE GELDİ
Anmada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 1 Mayıs 1977'de fabrikalardan, tersanelerden, şantiyelerden, hastanelerden, üniversitelerden ve hayatın her yerinden kadın, erkek, genç, yaşlı tüm işçi ve emekçilerin Taksim'de buluştuğunu söyledi.

"Emeğin ve hürriyetin türküsünü söyleyenler olarak buradaydık. Ama baskı ve sömürü düzeninin tetikçileri de burada, pusudaydı. Kol kola, omuz omuza vermiş, halaylarıyla, türküleriyle, bambaşka bir dünya umudunu haykıranları, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan ekmek, gül ve hürriyet günlerine olan umudumuza saldırdılar. O günden bugüne ekmek, gül ve hürriyet günlerine düşmanlıkları bitmiş değil" ifadelerini kullanan Çerkezoğlu, 77'den beri baskı ve katliamların Türkiye'de bir yönetme biçimi haline geldiğini vurguladı.

'İŞÇİLER, EMEKÇİLER, HALKTAN KORKUYORLAR'
Siyasi iktidarın esas korkusunun işçiler, emekçiler ve halk olduğunu kaydeden Çerkezoğlu, "Bazen 1 Mayıs Taksim Meydanı'nı kuşatan panzerler olur korkuları. Bazen de Gezi davasında olduğu gibi bir mahkeme fermanı olur" dedi. Korku iktidarına son vereceklerini ve yeni bir dünyayı elleriyle yaratma iradesine sahip olanlar olarak 1 Mayıs alanlarında mücadeleyi büyüteceklerini dile getiren Çerkezoğlu, şöyle devam etti: "70 yaşına kadar zalimlerin karşısında tek bir kez bile boyun eğmeyen yoldaşımızın sözleri ile bitirmek istiyorum. 'Son sözüm olduğunu düşünmüyorum. Hırsızlık, yolsuzluk yapmadım. Yaşamımdan onur duydum. Aynı onuru benim yaşıma geldiğinizde sizin de yaşamanızı umuyorum.' Evet, Mücella abla bizde seninle onur duyuyoruz. Ve senin de, hepimizin de son sözümüz söylenmedi daha. Mücella ablanın sözü, Tayfun'un Vera'sı, Can'ın inadı bize emanettir… Ve sözümüz olsun ki o emanet 1 Mayıs meydanlarında en güçlü şekilde olacaktır."

'GEZİ HALKTIR YARGILANAMAZ'
Çerkezoğlu'nun konuşmasından sonra Kazancı Yokuşu'nun basamaklarına karanfiller bırakılarak anma son buldu. Anma boyunca, "Yaşasın 1 Mayıs, bijî yek Gulan", "Faşizme karşı omuz omuza", "Katillerden hesabı emekçiler soracak", "Direne direne kazanacağız", "Gezi halktır, yargılanamaz" sloganları atıldı.

POLİS BARİKATLARI AŞILDI
Daha sonrasında İstiklal Caddesi'nde bildiri dağıtarak Şişhane'ye geçmek isteyen kitle, polisin engellemesiyle karşı karşıya kaldı. Sendikacıları saldırmak ve gözaltına almakla tehdit eden polisin barikatları, kitleyi durduramadı. Yoğun polis tacizine ve sık sık yollarının kesilmesine rağmen İstiklal'de bildirilerini dağıtarak halkı 1 Mayıs'ta Maltepe Meydanı'na çağıran kitle, "Her yer Taksim, her yer direniş", "Yaşasın 1 Mayıs", "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları ve 1 Mayıs marşıyla polise tepki gösterdi.

MEHMET AKİF DALCI ŞİŞHANE'DE ANILDI
1989 1 Mayıs'ında Şişhane'de polis tarafından katledilen Mehmet Akif Dalcı, vurulduğu yerde anıldı.

Saygı duruşunun ardından söz alan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, polisin taciz ve tehditlerine tepki gösterdi. 1980'lerde 12 Eylül faşizmi ve kontrgerillanın devrimci demokrat kamuoyuna yönelik saldırılarını hatırlatan Bozgeyik, 80'lerin sonunda faşizme karşı mücadelenin, işçi ve emekçi eylemlerinin yeniden yükselişe geçtiğini ve 1989'da Mehmet Akif Dalcı'nın buna bir misilleme olarak, hedef gözetilerek katledildiğini kaydetti.

BOZGEYİK: BU DÜZENİ BİRLİKTE DEĞİŞTİRECEĞİZ
Dünyada ve Türkiye'de savaş politikalarının, demokrasi ve hukuka dönük saldırıların, emek sömürüsünün giderek derinleştiği bir dönemde 2022 1 Mayıs'ına gidildiğine işaret eden Bozgeyik, sömürüye, talana, iş cinayetlerine, yoksulluğa, faşizme ve tek adam rejimine karşı bu düzeni birlikte değiştireceklerini söyledi. 

Gezi ve HDP'yi kapatma davasına, KHK'lerle yüz binlerce kamu emekçisinin işten çıkarılmasına, siyasi parti ve kurumlara düzenlenen baskınlara, tutuklanan sanatçı, siyasetçi, gazeteci, akademisyen ve hak savunucularını hatırlatan Bozgeyik, derinleştirilmek istenen faşizme karşı barış için kararlılıkla mücadeleye devam edeceklerini, Çorum, Maraş, Suruç, Amed, 10 Ekim ve 1 Mayıs katliamlarının sorumlularından hesap soracaklarını vurguladı.

Kitle Dalcı'nın vurulduğu yere karanfiller bıraktı, anma sloganlarla son buldu.

'96 1 MAYIS ŞEHİTLERİ KADIKÖY'DE ANILDI
1 Mayıs 1996'da Kadıköy'de polis tarafından katledilenler, katliamın yaşandığı Söğütlüçeşme'de anıldı. Saygı duruşuyla başlayan anmada, katledilen Hasan Albayrak, Yalçın Levent ve Dursun Odabaş'ın isimleri sayılarak, "Gezi'deydi" denildi.

AKÇELİK: GERÇEK ADALETİ İŞÇİ VE EMEKÇİLER SAĞLAYACAK
Anmada konuşan TMMOB İstanbul Sekreteri Cevahir Efe Akçelik, ülkede işçiler, emekçiler ve halk açlık, yoksulluk, pandemiye mahkum edilirken düzenin çarklarının iktidar ve sermayenin cepleri dolsun diye döndüğünü söyledi. İşçi ve emekçilerin iş ve ekmeğe olduğu kadar demokrasiye, barışa, özgürlüğe ve en önemlisi adalete ihtiyacı olduğunu dile getiren Akçelik, "Bu adaleti mesnetsiz iddialarla hak savunucularına 18'er yıl hapis cezası verenler sağlayamaz. Bu adaleti işçi ve emekçileri açlığa ve yoksulluğa sürükleyenler sağlayamaz. Türkiye'deki gerçek adaleti işçiler ve emekçiler sağlayacak" dedi.

Anma, katliamın yaşandığı yerde karanfillerin bırakılması ve sloganlarla son buldu.