2 Mayıs 2024 Perşembe

Genel-İş yönetimi işçi iradesini tanımıyor

Kadıköy Belediyesi işçileri, taleplerine gözünü, kulağını kapatan üyesi oldukları Genel-İş Sendikası ve DİSK'in yöneticilerine seslerini duyurmak için çabalarken sendikanın antidemokratik uygulamasıyla karşılaştı. DİSK'in zam karşıtı eyleminde ek protokol talebiyle taşınan pankart ve dövizler nedeniyle 9 temsilci görevden alındı. Sendikadan ihraç edilmekle tehdit edildi. Yaşananları görevden alınan temsilcilerden Nazan Çam ve Binali Ağar ile konuştuk.

Kadıköy Belediyesi'nin CHP'li başkanının işçilerin zam talebini kabul etmemesi üzerine 16 Şubat 2021 tarihinde başlayan grev sadece üç gün sürmüştü. İşçilerin örgütlü olduğu Genel-İş Sendikası'nın Genel Merkez yöneticileri CHP'li belediye başkanıyla kapalı kapılar arkasında işçinin kabul etmediği bir oranda zamma imza atarak grevi sona erdirmişti. Benzer bir durum birkaç gün sonra Maltepe Belediyesi'nde de yaşandı. O günden bu zamana devam eden belediye-sendika işbirliği bugün 4'ü kadın 9 işyeri temsilcisinin sendika tarafından görevden alınmasına kadar vardı.

İğneden ipliğe her şeye yapılan zamlar işçilerin yoksulluğunu derinleştirdi. Birçok fabrika, işyerinde başlayan direnişlerin en temel talebi ücretlerin artırılması oldu. CHP iktidarın asgari ücrete yaptığı zammı yetersiz bulurken, CHP'li belediyeler işçilere üç kuruş zamla yetindi. Kadıköy, Maltepe, Bakırköy adını ilk elden sayabileceğimiz CHP'li belediyeler arasında.

CHP'nin sık sık iktidarı eleştirdiği zamlar nedeniyle Kadıköy Belediyesi işçileri yaşamını sürdüremez hale geldi. Bir yıl önce Genel-İş ile belediye arasında kapalı kapılar arkasında imzalanan yüzde 8-9 zam içeren toplu sözleşmenin çoktan eridiğine dikkat çeken işçiler ek protokol imzalanarak ücretlerinin artırılmasını istedi. Bu talebi temsilcileri aracılığıyla Genel-İş Sendikası'na iletti. Fakat uzun süre sessiz kalan sendika bu talebi "toplu sözleşmesine bir yıl kalan işyerlerinde ek protokol imzalanmayacak" diyerek reddetti.

SEFALET ÜCRETİNDEN SADECE İKTİDAR DEĞİL CHP DE SORUMLU
İktidarın patronların çıkarlarını gözeterek yaptığı zamlar karşısında açlık sınırının altında yaşamlarını idame ettirmeye çalışan Kadıköy Belediyesi işçileri, bugün aldıkları ücretlerden sadece iktidar değil CHP'li belediyenin de sorumlu olduğuna işaret etti. Bu durum karşısında sessiz kalan sendikanın payına da dikkat çekti. Ve Genel-İş Sendikası'nın bağlı bulunduğu DİSK'in 16 Şubat günü Kadıköy'de yaptığı eyleme ek protokol taleplerini içeren pankart ve dövizlerle katıldı.

İşçiler, iktidarın zamlarını protesto etmenin yeterli olmadığını, kendilerini açlık sınırının altında yaşamaya mahkum eden CHP'li belediyeyi ücretleri artırmaya zorlamak gerektiğini söyledi. İşçilerin talebine kulak tıkayan Genel-İş ve DİSK'in yanıtı ise 18 Şubat günü 9 temsilciyi görevden alarak, ihraç için disipline sevk etmek oldu.

Temsilcilik görevinden alındıklarını temsilcilerin bulunduğu WhatsApp grubuna gönderilen bilgi notuyla öğrenen Kadıköy Belediyesi Kültür Müdürlüğü İşçi Temsilcisi Nazan Çam ve Destek Hizmetleri Müdürlüğü İşçi Temsilcisi Binali Ağar ile konuştuk.

Genel-İş Sendikası Genel Merkezi tarafından alınan kararı şube yöneticileri gruba gönderirken hiçbir açıklama yapma ihtiyacı duymadı. Ardından gruptan çıkarılan 9 temsilciye bugüne kadar resmi bir bilgilendirme yapılmadı.

'BİZİ İŞÇİLER SEÇTİ'
Şube yönetiminin değişmesi üzerine 2021 Kasım'ında yapılan seçimlerle göreve gelen Nazan, Binali ve 7 arkadaşları 4 ay görevde kalabildi. Yaşananlar işçi temsilciliği nedir, nasıl seçilir sorusunu akıllara getirdi bir kez daha. Temsilcilikten ziyade öncü işçi tanımını daha doğru bulduğunu söyleyerek söze giren Nazan şunları söyledi: "Temsilci işçilerin taleplerini sendikaya iletmek üzere aracılık görevi üstlenen kişilerdir. Genel-İş bir gelenek geliştirmiş temsilci seçimleri yapılıyor. Biz seçimle geldik. Bizi belediye işçisi seçti. Sandıklar kuruluyor, işçiler oy kullanıyor ve temsilciler seçiliyor."

İŞÇİLER NE İSTİYOR?
Peki bu ek protokol ne? İşçiler ne istiyor? Temel gıda maddeleri, elektrik, doğalgaz faturaları başta olmak üzere iğneden ipliğe her şeye yapılan fahiş zamlar işçilerin ücretlerine yapılan zamları hızla eritti. Kadıköy Belediyesi işçilerinin taban ücreti net 4 bin 466 lira. Yani bugünkü asgari ücretten sadece 213 lira fazla. Yani Kadıköy Belediye Başkanı ve sendikacıların kapalı kapılar ardında imzaladığı toplu sözleşmenin ardından yapılan "en düşük ücret 5 bin 275 TL" açıklamasının gerçekliği yok. Binali, o dönem açıklanan rakamın, işçilerin sosyal haklarını da içerdiğini hatırlattı. Nazan da ücretlerini yükseltmek için fazla mesai yapmak zorunda kaldıklarını belirtti, "Tatil günlerimizde çalışmamak ve insanca yaşayabileceğimiz bir ücret istiyoruz" sözleriyle taleplerini içeriklendirdi.

'ÜCRETLERİMİZ ENFLASYON ORANINDA ARTIRILSIN'
Binali ek protokol talebinin ortaya çıkışını, neyi içerdiğini ve sendikanın o dönem ki tutumunu şu şekilde anlattı:
"Bizim ek protokol talebimiz ücretlerin en az enflasyon oranında artırılmasıydı. Ekmeğe yüzde 100 zam yapılmışken ek protokol talebimiz haklıdır, elzemdir, sonuna kadar arkasındayız. İşçiler talebi yoğun bir şekilde gündemleştirdi. Şube yönetimi bu yönde adım atmadı. Genel Merkez toplu sözleşmesine bir yıldan az kalan yerlerde ek protokol yapmama kararı aldı. Fakat şube 7 Ocak'ta gelen genel merkez kararını 7 Şubat'a kadar bizden gizledi. İşçilerden gelen talep bir eylemsellik ortaya koymamızdı. Şube yine sürece yaydı, savsakladı."

DİSK'E İŞÇİNİN YANINDA YER AL ÇAĞRISI
Genel-İş Genel Merkezi'nin "toplu sözleşme sürecini bekleyin" dayatmasını kabul etmeyen işçiler ve temsilcileri, sendika cephesinden süreç tıkanınca konuyu bağlı bulundukları konfederasyonun DİSK'in gündemine götürmeyi uygun gördü. Ve DİSK'in zamları protesto eylemine ek protokol talebini içeren döviz ve pankartlarla katıldı.

Israrlarının yaşamlarındaki yoksullaşmanın yanı sıra çeşitli belediyelerde imzalanan ek protokollere dayandığını söyleyen Binali, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Hak-İş ve Türk-İş'in örgütlü olduğu bazı belediyelerde imzalanan protokolleri ve yapılan zamları hatırlattı. "Bu belediyelerde işçilerin ücretlerine enflasyon oranında iyileştirme yapıldı" bilgisini paylaşan Binali, DİSK'in eylemine katılımlarının meşruluğunu dile getirdi ve ekledi, "Biz DİSK'i kendi tarihine yaraşır bir şekilde işçinin yanında olmaya çağırdık. Eylemimiz haklıdır, meşrudur, arkasındayız."

SENDİKA İLE CHP'Lİ BELEDİYENİN ORGANİK BAĞI
Binali, 16 Şubat 2021 tarihinde toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine başlattıkları grev süreci ve bu süreçte sendikanın tutumunu da hatırlattı. Sorumuza bir soru sorarak yanıt verdi: "Sendika işverenle bir organik bağ içerisinde mi, yoksa işçinin yanında mı? İşçinin yanında durmadığı açıkça ortada. Grev sürecinde işçi iradesini gasp eden genel merkez toplu sözleşmeye imza attı. Biz bunun karşısında durduğumuz için görevden alındık bugün. Bizim 18 Şubat günü DİSK'in eylemine gitmemiz aynı zamanda DİSK'e ve Genel-İş'e bürokratik, uzlaşmacı sendikal anlayışını bir kenara bırak, sınıf sendikacılığı yap demek içindi."

'GENEL-İŞ YÖNETİMİ İŞÇİNİN GÜVENİNİ ZEDELEDİ'
Nazan da Kadıköy Belediyesi'ndeki grevin konum ve örgütlülük bakımından önemine işaret etti, "3 günlük grev yaşadık biz. Sendika ile işçi arasındaki bağı koparmayacak, güveni kırmayacak bir yöntemle çözümlenmesi gerekiyordu. İşçiler grevine sahip çıktı, olması gerektiği gibi. Çünkü biliyorlardı taşeron olarak çalıştığımız yıllarda çok büyük hak kayıplarımız vardı. Koşarak DİSK'e üye olan işçilerden söz ediyoruz. Demokratik biçimde temsilcilerini seçmiş bir kitleden söz ediyoruz. Bu kitlenin sözleşmesine birilerinin gelip imza atması işçiyle Genel-İş arasındaki bağı kopardı. Bu güveni tekrar tazelemek sendikanın görevi olmalı" sözleriyle sendikanın CHP'li belediyeden yana tutumunun yarattığı tahribata işaret etti.

DİSK BİZİM EVİMİZ
Mor liste çalışmasının içinde yer alan ve kadın özgürlük mücadelesinin içinde yer alan Nazan, "Ben bir kadın olarak bir kadının konfederasyon başkanı olduğu bir sendika içinde görev yapmaktan gurur duyuyorum" sözleriyle DİSK üyesi olmasının kendisi bakımından nasıl bir anlam ifade ettiğini anlattı.

Binali ve Nazan, DİSK'e tarihini hatırlatmayı görev bilerek, DİSK'e zarar verecek bir şey yapmadıklarının altını çizdiler, "DİSK bizim evimiz" sözleriyle, işçi çıkarını öncelemeyen, sınıf sendikacılığı yapmayanların DİSK'te yeri olmadığını da tariflemiş oldular.

GENEL-İŞ GENEL MERKEZİNİN KAYYUM ZİHNİYETİ
Peki bugün yapılan ne. Aynı belediyelere ya da üniversitelere atanan kayyumlar gibi, "sen bana muhalefet edemezsin" denilerek Kadıköy Belediyesi'nde 4'ü kadın 9 işçi temsilcisi görevden alındı. Nazan'ın burada sorduğu, "Sonraki süreç ne olacak? İşçi demokrasisini nasıl işleteceğiz? Yerimize temsilci mi atayacaksınız?" sorularını oldukça önemli.

'KARARI TANIMIYORUZ, GÖREVİMİZE DEVAM EDİYORUZ'
Binali de, bürokratik sendikacılığa tekabül eden tepeden inme bu kararı tanımadıklarını belirterek, fiili olarak temsilcilik görevlerini, mücadeleyi, sendikal örgütlülüğü geliştirmeye devam ettiklerini ekledi.

'MOR LİSTEDE YER ALDIĞIMIZ İÇİN HEDEF OLDUK'
Özellikle görevden alınan 4 kadın temsilci son kongrede oluşturulan Mor liste nedeniyle, yani kadın özgürlük mücadelesinde, işçi kadınların haklarını savundukları için de hedef haline gelen isimlerden.

Nazan amaçlarından birinin sendikalarda erk yapı içerisinde kadınlara yer açmak, eşit temsiliyetin uygulanmasını sağlamak olduğunun altını çizdi. Ve attıkları tüm adımların DİSK'i ileriye taşıma amacı içerdiğini vurguladı. 30 kadından oluşan Mor Liste Genel-İş Sendikası 1 Nolu Şube kongresine bu amaçla girdi ve temel hedeflerinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak toplu sözleşmeler hazırlanmasını sağlamak olarak tarif etti.

Son imzalanan sözleşmede bu anlamda önemli maddeler var. Nazan'ın ağzından bir kaçını aktaralım: "Regl ve 8 Mart izni, bedenine uygun kıyafet verilmesi, mobbing-cinsel taciz gibi konularda Mobbing Kurulu'nda kadın kotasını koyduk. Çocuğa bakma sorumluluğu değildir dedik ve kadın-erkek kreş hakkını kazandı. Babalık izni kazandık. Kadıköy Belediyesi'nin toplu sözleşmesine İstanbul Sözleşmesi'ni tanıdı."

Nazan bütün bunları sıraladıktan sonra 4 kadın temsilcinin görevden alınmasının aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi konusundaki çalışmaları nedeniyle yaşandığına dikkat çekerek bundan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Nazan ve Binali şu an direnişlerini sürdüren Farplas, Yemeksepeti ve Seyhan Belediyesi işçileri ve direnişlerini kazanımla sonuçlandıran Migros işçilerini selamlayarak sohbetimizi noktaladılar.

Ve biz bu görüşmeyi yaparken CHP'li Bakırköy Belediyesi'nde sıfır zam dayatmasına karşı 100 gün grev yapan işçilerden 10'unun işten çıkarıldığı haberini almış olduk. CHP'li belediyelerin ne kadar işçi düşmanı olduğu ortada. Asıl soru işçilerin büyük bir güvenle üyesi olduğu sendikaların işçi düşmanı CHP'li belediyeler karşısında kimin çıkarlarını korudukları...