23 Nisan 2024 Salı

Etkinleşme derinleşme dakikleşme

Durum sizi "verili düzeyin ötesine geçmeye" davet etmekte ve zorlamaktadır. Bu ideolojik, siyasi ve örgütsel önderlik düzeylerinin her biri ve bütünü bakımından olduğu gibi, çalışma tarzının devrimci ihtiyaçlara ve koşullara yanıt olma yolunda geliştirilmesi için de tamamen geçerlidir. Etkinleşme, derinleşme ve dakikleşme daha yüksek bir devrimci irade inşası demektir, durumun devrimci öncüden ve bütün yapıcılardan istediği de budur!
2019'un girişinde durumun devrimci sosyalistlerin önüne sürdüğü politik, örgütsel ve ideolojik görevlerin çokluğu, karmaşıklığı, geniş kapsamlılığı ve "ağırlığı" dikkat çekici. Bölge devrimimizin işaret fişeği Rojava demokratik halk devrimi büyük tehlike ve tehdit altında. Ayırdında olsunlar ya da olmasınlar Rojava devrimini "her ne pahasına olursa olsun savunmak" devrimci ve emekçi sol siyasetin merkezi sorunu... Mali-ekonomik krizin faturasını işbirlikçi tekelci burjuvazi ve faşist diktatörlüğe ödettirme mücadelesi güncelliğini koruyor... Yerel seçim mücadelesi, Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kadın Grevi, Newroz... Uzayıp giden, ardı ardına gelen, üst üste binen, iç içe geçen politik gündemler ve görevler!.. Diğer yandan öncünün önündeki ideolojik ve örgütsel görevler de oldukça kapsamlı, çok ve çeşitli, ötelenemez ve ertelenemez nitelikte. Siyasi görevlerin aciliyeti, kapsam ve genişliği ile öncünün kuvvetlerinin sınırlılığı ve daralması arasındaki çelişkinin altını çizerek ayrıca kaydetmek gerekiyor... "Durum"un öne sürdüğü sorun ve görevlerin, öncünün bütün kolektif yapıları ve kadrolarına meydan okuduğu her halde yeterince açık!
 
Kuşkusuz siyasi, ideolojik ve örgütsel görevler tablosu yukarıda özetlenenden çok daha zengin ve karmaşık. Devrimci militanın gözünü korkutabilir mi bu? Bir an sayısız yapıcının, "Ne zaman öncünün kolektifleri ve kadrolarının önündeki görevleri kolay oldu ki!", "Her zaman birçok görevi birlikte omuzlamadık mı zaten" dediklerini duyumsayabiliyor insan! Doğru her yapıcı, birçok görevi birden omuzlamada belli bir kavrayış ve deneyime sahip. Muhakkak bilgi ve deneyimi sınırlı olan devrimcilik tarihi çok genç yapıcılar da var. Fakat öncünün birden çok devrimci görevi aynı süreçte birlikte-paralel gerçekleştirmesinden daha kapsamlı, daha karmaşık ve farklı nitelikte bir "durumla" karşı karşıya olduğunun ayırdına varmak başlı başına önemli.
 
Önümüzdeki fotoğraf özet haliyle bile sürecin ihtiyaç duyduğu "çalışma tarzı bakımından" önemli ipuçları sunuyor, yönlendirici işaretler veriyor. "Siyasi görevlerin aciliyeti, kapsam ve genişliği ile öncünün kuvvetlerinin sınırlılığı arasındaki çelişki", dönemin bu evresinde "süreç yönetiminin" anahtarı olduğu kadar hakeza dönemin çalışma tarzını şekillendiren en hayati sorun olarak çözümünü talep ediyor. Öncünün "hemen ve derhal" kuvvetlerini büyüterek bu çelişkiyi çözemeyeceği belli, biliniyor, ama yine de öncüyü kuşkusuz kuvvetlerini büyütme perspektif, çaba ve yönelimi yönetebilir, başka türlüsü de düşünülemez zaten. "İğne ucu kadar" her imkanın değerlendirilmesi, her kolektifin, her yapıcının partizan devrimci sorumluluğudur. Süreç-dönem, herkesin en küçük imkanı görme, anlama ve değerlendirme performansını, ne kadar iradeleştiğini sorgulayıcıdır. Kuvvetler büyütülmeye çalışılırken verili kuvvetlerden hareket etmekten başka bir yol, yöntem yoktur. Ama hazır kuvvetlerin hakkıyla, layıkıyla değerlendirmesi de bir siyasi ve örgütsel önderlik görevi olduğu kadar bir sorumluluk ve ideolojik duruş sorunudur. Keza bir kaç yıla yayılan ve halen devam eden diktatörlükle sert çarpışma döneminin yarattığı örgütsel daralma nedeniyle ulaşılamayan alan ve kuvvetlere ulaşmak, bu alanlardaki güçler ile ilişkileri düzenlemek, örgütlemek de öyle.  Daha önemlisi ise siyasi ve örgütsel önderliğin önünde duran süreç yönetimi ve çalışma tarzını "kuvvetlerin sınırlılığı" gerçekliğine "yanıt olacak" biçimde geliştirme, bu "olumsuzluğun" üstesinden gelme, görev ve sorumluluğudur.
 
Görevlerin çokluğu ve kuvvetlerin sınırlılığı gerçekliğinin üstesinden ancak, ideolojik siyasi ve örgütsel önderlikte etkinleşerek, derinleşerek, dakikleşme düzeyinde somutlaşarak dönemin çalışma tarzını geliştirerek gelinebilir. Kuvvetlerin sınırlılığı gerçekliğinin "üstesinden gelmek", onu ortadan kaldırmak anlamına gelmez, zaten bunun hemen ve derhal başarmak olanaklı da değildir. Fakat devrimci önderlik bu yetmezlik durumunun dönemin siyasal görevlerinin başarılması sürecinde oynayacağı olumsuz rolü en aza indirerek etkisizleştirebilir, etkisizleştirebilmelidir.
 
Özellikle faşist diktatörlükle her gün her dakika "göğüs göğüse" çarpışan mücadele cepheleri bakımından "ideolojik önderlikte etkinleşmek" ve dakikleşmek dönemin belirleyici görevleri arasındadır. Sert bir mücadele döneminin tüm kuvvetler üzerinde değişik ideolojik etkiler yaratmasında, moral yıpranmalara yol açmasında anlaşılmaz bir yan yoktur. Önemli olan ideolojik önderliğin her bir kadro ve yapıcı, keza her bir kolektif şahsında ideolojik çalışmaları somut olarak yürütebilmesi, somut olarak gelişimlerini desteklemesi, ileri itmesi ve yönetmesi, yetmezliklerin, yetersizliklerin, görüş açısı zayıflıklarının, durumun basıncının yarattığı ve yaratacağı kötümser yaklaşımlar, bocalamalar ve özgüven erozyonu gibi devrimci kararlılık ve iradeyi kemiren etkilenmeler ile mücadele ederek ideolojik moral üstünlüğü tekrar tekrar her gün yeniden kazanabilmesidir. Dönemi ve görevleri "doğru" kavratmak, kadro ve militanlara bunları başaracak güce sahip olduklarını göstermek, böyle bir ideolojik çalışmanın ağırlık merkezidir. Bakış açısı yenilenmesi ve açıklığı özgüven verir, kadroların enerjisini uyandırarak, çizginin bilinçli uygulayıcıları haline getirir, başarıyı hazırlar. Dönemin deneyimleri ideolojik önderlikte etkinleşmenin hem mümkün ve hem de gerekli olduğunu göstermektedir. Yönetici kolektifler ve temel kadrolar ideolojik önderlikte etkinleşme potansiyellerini realize etme sorumluluğunu taşımaktadırlar. Tüm kadro ve aktivistlere daha yakın durmaları, daha sıkı ilişkilenmeleri, tüm kadro ve aktivistlere, tüm kolektiflere daha fazla emek vermelerinden başka bir anlama gelmez bu. Öncünün planlama yeteneğine nitelik kazandırarak, "insanüstü bir güçle" çalışarak, her alana ve "herkese" yetişebilmesi demektir!
 
Siyasi önderlikte "etkinleşme, derinleşme, dakikleşme", bugünkü durumun içerisinden önümüzdeki dönemin ihtiyacına dikkat çekmektedir. Hayır siyasi önderlikte ideal ve mükemmel olanı tanımlamak ya da elde etmekle ilgili değiliz. Yukarıda çerçevesi çizilen "durum" içerisinden nasıl ilerlenebileceği ve komünist öncünün taşıdığı devrimci seçeneğin nasıl büyütülebileceği, dönemin bu evresinin koşulları altında çizgi sürekliliğini, örgütsel sürekliliği koruyup güçlendirme temelinde öncünün devrimci önderlik iddiasını büyüterek sürdürebilmesidir odaklandığımız sorun. Öyle olduğu içindir ki, siyasal önderliğin görevler arasındaki ilişkilerin, önceliklerin kavranmasında, özellikle "görevlerin analizinde" derinleşmesi ihtiyacını vurgulamanın yeridir. "Dakikleşme"nin kuşkusuz seyirciliği, kaydediciliği, gelişmelerin ardından sürüklenmeyi reddeden, doğru önceliklerle ve "tam zamanında" hareket etmeye işaret eden bir anlamı var. Ancak burada siyasal önderlikte "etkinleşme, derinleşmek, dakikleşmek" aynı zamanda "somutlaşma" ihtiyacını vurgulamaktadır. "Somutlaşmak" hayati derecede önemlidir, eğer kuvvetleriniz sınırlı, üst üste gelen birçok siyasi görev ihmal edilemez nitelikte ise kuşkusuz yine de merkezi noktayı oluşturan görevi ayırmanız gerekecektir, ama siyasi önderlik, diğer görevlere de değişik düzeylerde, değişik biçimlerde müdahil ve yanıt olabilme sorumluluğunu taşır. Burada planlamada derinleşmenin rol ve öneminin büyüklüğü açığa çıktığı kadar ancak bunun da olabilmesi için öncelikle görevlerin karşılıklı birbirleri üzerindeki etkilerinin, önceliklerin, zamana dayanıklı olanın olmayanın, etki alanı genişliği ve aciliyetinin vb. "dakikleşme" düzeyinde somutlaşan analizi gerekir. Etkin ve hareketli bir siyasal planlama ve süreç yönetimi, görevler ve karşılıklı ilişkilerinin kavranışında derinleşme ve dakikleşme ön koşulu olmaksızın başarılamaz.
 
Siyasi önderliğin öne sürdüğü görevler kuşkusuz örgütsel önderliği yönlendirir. Örgütsel önderlik siyasi ve ideolojik önderliğin talep ve görevlerini pratikleştirme, uygulama yol ve yöntemlerini, örgüt biçimlerini bulmakla, kuvvetleri ona göre düzenlemekle yükümlüdür, ama daha da önemlisi örgütsel önderliğin dönemin devrimci görevlerine ve koşullarına adapte edilmiş, devrimci ihtiyaçlarına bağlanmış çalışma tarzını kurabilmesidir. Etkinleşme ve dakikleşme düzeyinde somutlaşmanın dönemin bu evresinde örgütsel önderlik bakımından belirleyici olduğunu özellikle vurgulamak gerekir. Örgütsel önderlik görevlerinin kavranışı ve pratikleştirilmesinde fiili meşru mücadele cephesinde kendini gösteren, "atak-belirsizlik/bocalama (ya da bir nevi boşluk)-atak" biçiminde tarif edilebilecek yetmezliğin aşılması, örgütsel önderlikte "sürekliliğin" kazanılması, kendini "atak-iz sürme-tamamlayıcı adımlar-birikme-daha ileri atak"lar düzeyine sıçramada somutlaştırabilmelidir. Bu bir "örgütlenme" sorunu olduğu kadar bir "çalışma tarzı" sorunudur da. Burada "örgütsel önderlik örgütlenmeli ve kurumsallaşmalıdır!", diye bağıran bir örgütlenme sorunu vardır. İkinci olarak bu aynı zamanda örgütlenme sorunları üzerine sistematik (ve süreğen) biçimde çalışmanın, "işin gerektirdiği" kadar yoğunlaşılmasını ve ihtiyaçlara yanıt olacak çalışma tarzının geliştirilebilmesinin de temel koşuludur. Ancak bu iki temel koşula dayanarak örgütsel önderlik etkinleşerek, dakikleşme düzeyinde somutlaşarak "dönemin devrimci ihtiyaçlarını" yanıtlama çizgisinde ilerleyebilir.
 
Dönemin bu aşamasında örgütsel önderlikte etkinleşmek ve derinleşmek, dakikleşme düzeyinde somutlaşamak sınırlı ve daralmış kuvvetlerin, görevlere seferberlik "değerlendirilmesinde" (örgütsel tasarruf!) en yüksek duyarlılığa, elle tutulur somutluğa ulaşma çabasının sürekliliğini emreder. Planlamada daha yüksek bir düzeye geçilebilmesinin de önkoşuludur bu. Evet, dönemin "sert" yapısı gereği cüret, kararlılık ve ataklığa, ruhsal sağlamlığa her zamankinden daha çok ihtiyaç var, ama yine de örgütsel önderlik, tam zamanında yapılan siyasi bir hamlede, görevi omuzlayan güçler bakımından sürpriz bir fotoğrafın oluşmasına izin vermeyecek denli yüksek bir duyarlılık, dakiklik ve hakimiyet, planlama ve yönetme iradesi gösterebilmelidir... Demek ki, kuvvetlere hakimiyet ve planlamada daha yüksek bir düzeye geçebilmek, elle tutulur ve denetlenebilir tarzda somutlaşabilmektir sorun. Az çok önemli herhangi bir ayrıntıyı "boşlukta (tesadüfe, şansa) bırakmayacak" bir düşünce ve planlama gücü, yüksek bir örgütleme iradesi demektir bu. Aynı süreçte hangi görevlerin hangi kuvvetlerle yerine getirilebileceği, elbette öncelikle planlamaya öngelen kuvvetlerin analizi ve kuvvetlere hakimiyet sorunudur. Belli kuvvetlere belli görevlerin verilmesi yetmez, görevi üstelenen kuvvetlerin başarısı için görevlerini hem perspektif ve hem de somut, pratikleşecek tarzda kavratabilmek de gerekir... Etkinleşmek, derinleşmek, dakikleşmek görevlerin gerçekleşme sürecine -yürütmeye diyelim hakimiyeti de kapsar ki, ancak bu yoldan gerektiği her an devreye girerek rolünü oynaması mümkün olsun... Etkinleşmek ve somutlaşmak, ulaşılamayan alanlara ve atıl kalan kuvvetlere ulaşma kapsamındaki görevlerin gündemden hiç çıkartılmaksızın örgütsel ağı genişletme, kuvvet biriktirme, potansiyel kuvvetleri örgütleme adım, çaba ve hamlelerinin kesintisiz sürdürülebilmesini, keza paralel biçimde kuvvetlerin yetiştirilmesi, hazırlanması çalışmalarının ertelenmeksizin, ötelenmeksizin yerine getirilmesinin örgütlenmesini ve dönemin siyasi görevlerine seferber edilmesini de kapsar.
 
Dönemin daha kritik bir aşamasına girildiği kesin. İddiasızlık, durumu idare etmeye çalışmak daha baştan kaybetmek olur. Öncüler ancak zor koşularda elde ettikleri kazanımlara ve elde ettikleri deneyime dayanarak iddialarını büyüterek dönemi kazanma çizgisinde ilerleyebilirler. Eğer aynı süreçte gerçekleştirmekle yükümlü olduğunuz bu kadar çok, bu kadar farklı nitelikte görevler varsa ve kuvvetleriniz görevlerinize göre sınırlı ise bunların size en temel mesajı "etkinleş, derinleş ve dakikleş" olabilir. Diğer bir anlatımla durum sizi "verili düzeyin ötesine geçmeye" davet etmekte ve zorlamaktadır. Bu ideolojik, siyasi ve örgütsel önderlik düzeylerinin her biri ve bütünü bakımından olduğu gibi, çalışma tarzının devrimci ihtiyaçlara ve koşullara yanıt olma yolunda geliştirilmesi için de tamamen geçerlidir. Planlama aynı zamanda kuvvet tasarrufu, örgütsel iktisat demek olduğu içindir ki, ayrıca muhakkak vurgulanmalıdır... Etkinleşme, derinleşme ve dakikleşme daha yüksek bir devrimci irade inşası demektir, durumun devrimci öncüden ve bütün yapıcılardan istediği de budur!