6 Mayıs 2024 Pazartesi

ESP Kürdistan: Kayyumları kovduk tecridi de kırabiliriz

31 Mart Yerel Seçim sonuçlarını değerlendiren ESP Kürdistan, "Direnerek ve mücadele ederek kayyumları kovduk, daha fazla birleşerek ve mücadeleyi yükselterek tecriti kırma zamanı" diye belirtti.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Kürdistan, 31 Mart Yerel Seçim sonuçlarına ilişkin "Kayyumları kovduk tecridi de kırabiliriz" başlıklı açıklama yayınladı. Açıklamada "31 Mart Yerel Seçimleri de önceki seçimler gibi savaş ve baskı ortamında gerçekleşmiştir" denildi.
 
Seçimin Türkiye'de eşitsiz şartlarda, iktidarın tüm olanaklarını arkasına aldığı, tek sesli medya ile kara ve şoven propagandanın hakim olduğu bir ortamda gerçekleştiği ifade edilen açıklamada, "Kürdistan'da ise sömürge ve işgal hukuku yürürlükte olmuştur. Uzun zamandır sürdürülen 'özel savaş'ın sonucu olarak bir çok kentin ve ilçenin demografik yapısı değiştirilmiştir. Şırnex başta olmak üzere özel 'seçmen kaydırma' hileleri yapılmış, Serhat ve Botan bölgelerinde 'sınır hattı boyunca', tüm burjuva partiler AKP-MHP faşist ittifakının etrafında birleştirilmiştir. Aşiretler üzerinde eşi görülmemiş bir baskı kurulmuştur. Seçim çalışmaları engellenmiş, oy vermeyi azaltmak için HDP adayları kriminalize edilmiştir. HDP kazansa bile kayyum atanacağı tehditleri eksik olmamıştır" diye belirtildi.
 
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Ancak tüm baskı ve engellemelere rağmen sömürgeci zihniyetle 11 Eylül 2016'dan itibaren yürürlükte olan kayyum siyaseti 31 Mart'ta yenilgiye uğratılmıştır. Başta Amed, Wan, Mêrdîn, Êlih, Sêrt, Îdir, Qers, Colemerg olmak üzere olmak üzere toplam 60 yerde belediyeler kayyumlardan geri alınmıştır. Kadınların 'kendimizi de kentimizi de yürüteceğiz' sözünün vücûd bulduğu Kürdistan'daki seçimlerde kazanılan belediyelerde eşit temsiliyet sözde değil özünde kendini göstermiştir. Mûş ve ilçeleri başta olmak üzere bir çok yerde seçim hileleri ve geçersiz oyların sayılmasına dair HDP'nin itirazları ve usulsüzlüklere dair mücadelesi devam etmektedir.
 
"Şırnex'te yaşanan ise açık bir darbedir! Yıllardır üzerinde çalışılan, polis-asker kaydırmaları, vali ve kaymakamların seçim kampanyasını yürütmesi, seçim günü yaşanan darbe manzarası sömürgeciliğin stratejik planını ortaya koymaktadır. Erdoğan ve burjuva medyanın seçim sonucunda Şırnex eksenli propagandası da psikolojik savaşın boyutunu göstermektedir. İl genel meclisi sonuçlarının yüzde 57,53'e yüzde 31,87 HDP lehine olması, Cîzra Botan, Hezex (İdil) ve Girgê Amo (Silopi) ilçelerinde HDP'nin oy oranlarının yüzde 70'in üzerinde olması da Şırnex merkezdeki sömürgeci planın deşifre edilmesi bakımından anlamlı veriler sunmaktadır. Keza Colemerg'in Şemzinan, Çelê (Çukurca) gibi 'sınır ilçeleri'nin AKP kayyum larında kalması, Serhat'ta Agırî için özel bir aday çalışması ile seçime girilmesi, Îdir ve Qers'i düşürmek için son ana kadar yüklenilmesi 'sınır' stratejinin diğer göstergeleridir.
 
"Sömürgeciliğin hileleri ve 'sınır hattı' için özel savaş uygulamaları devredeyken bu özel yönelimin önemine uygun bir hazırlık yapılmaması, halkın adayların belirleme sürecindeki itirazlarının dikkate alınmaması önemli bir eksikliktir. Keza benzer bir değerlendirmeyi tüm saldırganlığa ve hilelere rağmen, sonuç olarak kaybedilen tüm il ve ilçeler için yapmak gerekiyor. Seçimler öncesinde kurulan Kürdistani Seçim İttifakı'nın sürece katkısı bölgesel ve genel sonuçlar itibariyle değerlendirilmeyi hak ediyor.
 
"Dersim'de aday belirlemeden tutalım da, ittifak stratejisine kadar, Dersim'in tarihsel ve dönemsel önemine uygun bir seçim konumlanışı gerçekleştirilememiş olması da istenilen sonucun yaratılmamasına neden olmuştur. Kayyum atanan Peri Belediyesi'nin kazanılması anlamlı ve değerlidir. Dersim'in kayyumdan alınmış olması da halk güçleri tarafından bir kazanımdır.
 
"DAİŞ'in Suriye ve Rojava'da yenildiği bir dönemde AKP(MHP)'nin kayyum siyasetinin yenilmesi yıllardır büyük bedeller ödenerek sürdürülen DAİŞ-AKP karşıtı mücadelemizin başarısıdır. Faşist, şoven 'Cumhur İttifakı'nın Kürt düşmanı söylemlerinin kendileri için eskisi kadar beklenen etkiyi yaratmamaktadır. HDP'yi bitirme stratejilerinin tecrit karşıtı direniş ile birleşen seçim çalışmaları ile boşa düşürülmesi faşizme karşı mücadele dinamiklerine işaret etmektedir. Açıkça ifade etmeliyiz ki; kazandık ama daha büyük kazanabilirdik! Eksikliklerden ders çıkartarak, Leyla Güven öncülüğünde sürdürülen tecrit karşıtı direnişin zaferle sonuçlanmasına odaklanarak daha 'büyük kazanma'mız mümkün!
 
"Türkiye'de halklarımız AKP-MHP faşist blokuna karşı biriken öfkesini HDP'nin de CHP'yi işaret etmesinden kaynaklı CHP adayları etrafında birleştirmiştir. Metropollerdeki milyonlarca Kürt Türkiye'deki seçimin de kaderini belirlemiştir. CHP'nin bu öfkeyi de tek adam rejimine karşı mücadele arzusunu da yönetemeyeceği açıktır. Bilakis bu öfkeyi beklenti yaratarak düzen sınırlarına çekmekte bir an tereddüt etmeyecektir. Birleşik mücadele partimiz olan HDP, ezilenlerin seçimlerin sonuçlarından aldığı özgüveni iyi değerlendirmek AKP-MHP ve CHP-İP saflaşmasında taraf tutmadan faşizme karşı direniş cephesini büyütmek ile yükümlüdür.
 
"Şimdi hile ile el konulmak istenen belediyelerimiz etrafında kenetlenme, kazandığımız belediyeleri koruma ve kolektif yönetim mekanizmalarını inşa etme zamanıdır. Rojava'ya saldırı tehditleri ile DAİŞ'e alan açmaya, 'sınır hattı'ndaki AKP belediyeleri ile kayyum zihniyetini yaşatmaya çalışan AKP faşizmine karşı mücadeleyi kesintisizce sürdürme zamanı. Seçim döneminde kurulan 'Kürdistani İttifak'ı seçimle sınırlama hatasına düşmeden genişletme ve Kürdistani her gündem de söz söylemesi için güçlendirme zamanı. Direnerek ve mücadele ederek kayyumları kovduk, daha fazla birleşerek ve mücadeleyi yükselterek tecriti kırma zamanı!"