16 Mayıs 2024 Perşembe

Enerji işçilerinin direnişi 7. gününde: Birlikte mücadeleyle başarabiliriz

Sabancı'ya ait Başkent Elektrik'te, Türk-İş'e bağlı sarı sendika Tes-İş yerine Enerji-Sen'e üye olan işçiler imzalanan toplusözleşmede yer alan enflasyon oranındaki ücret artışı maddesinin yürürlüğe girmesinin ardından işten atma saldırısıyla karşılaştı. İşten atmalara direnişle yanıt veren işçiler bugün eylemlerinin 7. gününde. Enerji-Sen İç Anadolu Bölge Sorumlusu Osman Çokaman, enerji şirketlerinin sadece işçileri değil halkı da sömürdüğünün altını çizerek, "Farklı işçi kesimleriyle enerji işçisinin, yoksulluk altında ezilen halkın genelinin kol kola girmesiyle başarılabilir bu mücadele. İşçi sınıfı açısından da birliği, beraberliği daha çok kuvvetlendirecek sonuç doğurabiliriz" dedi.

İşten çıkarılan, polis saldırısına ve gözaltılara rağmen eylemlerini sürdüren EnerjiSA işçilerinin direnişi 7. gününe girdi. Geçen hafta boyunca onlarca işçinin peş peşe iş sözleşmeleri Sabancı'ya ait EnerjiSa tarafından feshedildi. İşçilere gerekçe olarak "Size uygun pozisyon yok" denildi, işçilerin görüşme taleplerine yanıt dahi verilmedi. 

İşlerine geri dönmek için mücadeleyi sürdüren işçilere ne polis saldırısı ne de gözaltılar geri adım attırdı. Gözaltı aracından kamuoyuna seslenen DİSK'e bağlı Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin, zulme karşı ses çıkarmaya, Sabancı Holding'e ait tüm fabrika ve işletmeleri eylem alanına çevirmeye çağırdı. Keskin'in çağrısına Carrefoursa'da yapılan eylemlerle yanıt verildi.

"İşten atılan her arkadaşımız işine geri dönsün. EnerjiSA, işten atmaların son bulduğuna dair resmi bir açıklama yapsın. İş yerlerinde işçilerin sendika tercihlerinden dolayı gördüğü mobbinge son verilsin" taleplerini yineleyen işçilerin direnişini Enerji-Sen İç Anadolu Bölge Temsilcisi Osman Çokaman ile konuştuk.

'İŞÇİLER ZORLA TES-İŞ'E ÜYE YAPILDI'
Geçen nisan ayında enerji iş kolunda yaşanan hareketliliği hatırlatan Çokaman, farklı dağıtım şirketlerinde Türk-İş'e bağlı Tes-İş Sendikası ile toplusözleşmeler imzalandığını anımsattı. Özelleştirme öncesi taşeron çalışan enerji işçilerinin, özelleştirme sonrası dağıtıldıkları firmalarda çalışmaya başladığını belirten Çokaman, "Yani taşeron kalkmıştı ama işçiler özel sektörde güvencesiz çalışmaya devam ediyordu. Özelleştirme sonrası işçilerin birçoğu zorla Tes-İş'e üye yapıldı" bilgisini verdi.

BEDAŞ, AYEDAŞ, Başkent Elektrik, Toroslar'da işçilerin sarı sendika ve patronu protesto ettiğini dile getiren Çokaman, işçilerin DİSK'e bağlı Enerji-Sen çatısı altında birleşmeye, örgütlenmeye başladığını söyledi. Çokaman, "Başkent Elektrik örgütlenmesi özelinde 7 ilde, çok yoğun bir örgütlenme sürecine geçildi. İl il, ilçe ilçe toplantılar yapıldı. İşçiler kendi temsilcilik mekanizmasını kurdu. Batı Karadeniz İşçi Meclisi ve Ankara İşçi Meclisi'ni kurdu. Bu yolla iş yerindeki haksızlığa, hukuksuzluğa karşı direniyor, dava açıyor, savunmalarını yazıyorlardı. Toplu dilekçe, imza faaliyetleri yürütüyorlardı" dedi.

'BİRLİĞİ PARÇALAMAK İÇİN İŞÇİ TEMSİLCİLERİNİ İŞTEN ÇIKARDILAR'
Aralık ayında işçilerin birliğini parçalamak için temsilci bir işçinin işten çıkarıldığını belirten Çokaman, patronların işçileri işten atmak için çeşitli gerekçelere başvururken son dönemde, "işverene herhangi bir gerekçe belirtmeden işçiyi işten çıkarma hakkı" tanıyan Kod 04 ile işten çıkarmaların yaygınlaştığına dikkat çekti. Çokaman, "Böyle olunca işçilere kıdem ve ihbar tazminatlarını veriyor ama aynı zamanda kış gününde kapının önüne koyuyor. Hemen iş bulması zaten çok zor. Ve bu tarz işten çıkarmalar işçi arasında huzursuzluk, güvensizlik duygusu yaratıyor" diye konuştu.

Aralık ayında Enerji-Sen temsilcilerinin de katılımıyla şirketin genel müdürlüğü önünde bir açıklama yaptıklarını, işten atmaların son bulduğunu söyleyen Çokaman, "2 bin 900 işçinin olduğu şirkette bin 450'ye yakın Enerji-Sen üyesi vardı. Üç ay sonra üyelerimiz istifaya zorlandı. Bunun üzerine Zonguldak, Ereğli, Kastamonu ve Ankara'da sendikanın örgütlenmesine öncülük eden işçiler işten çıkarıldı. Bu arada sadece Enerji-Sen değil Tes-İş'e üye olan işçiler de işten atıldı" dedi.

'SABANCI İŞÇİYİ MALİYET KALEMİ OLARAK GÖRÜYOR'
İşçiler itiraz etmesine rağmen Tes-İş Sendikası tarafından imzalanan toplusözleşmede ilk 6 ayda yüzde 9, ikinci 6 ayda yüzde 7, şu an içinde bulunulan üçüncü 6 ayda ise enflasyon yüzde 4'ün üstüne çıkarsa enflasyon oranında zam öngörüldüğünü belirten Çokaman, "Muhtemelen sarı sendikayla işveren TİS'i imzalarken enflasyonun en fazla yüzde 7'ye çıkacağını hesapladılar. Yüzde 42 olunca da bu zam uygulandı. Sabancı açısından hiçbir şey değil yüzde 42, ama işçiye bir maliyet kalemi olarak baktıkları için eski işçileri işten çıkarmaya karar verdiler. Yeni işçilere az ücret ödeniyor zaten" diye konuştu. Bu süreçte ilk işten çıkarılanların sendikal çalışma yürüten öncü işçiler olduğunu dile getiren Çokaman, Başkent Elektrik Genel Müdürlüğü önünde şirkete taleplerin kabul edilmesi için 24 saat tanıdıkları eylemi hatırlattı.

'POLİSİN ŞİDDETİ ARTTI AMA SESİMİZ DE DAHA ÇOK DUYULDU'
Daha sonra yaptıkları eylemlerde polis şiddetinin giderek arttığına dikkat çeken Çokaman şöyle devam etti: "Gözaltıların dozu, polisin şiddeti arttı ama bizim sesimiz de her defasında daha çok duyuldu. Hem içeride çalışan işçiler duydu hem kamuoyu. Perşembe günkü eylemimize milletvekili Ali Şeker destek verdi. Aldığımız bilgilere göre de şirkette yönetici pozisyonundakiler arasında konuşuluyoruz. Acil toplantı yapacaklarmış."

'ŞİRKETİN YÜREĞİ VARSA BİR İŞÇİYİ DAHA İŞTEN ÇIKARSIN'
Kendileriyle dayanışma içinde olanlara teşekkür eden Çokaman, son yaptıkları eyleme şirketin "ajan" olarak bir işçi gönderdiğini ifade etti. Çokaman, şirkete şu uyarıyı yaptı: "O kişi oradan kaçmak zorunda kaldı tepkilerden dolayı. Gerekirse işçi düşmanlığı yapıldığına pişman olacak şekilde teşhir ederiz. Bu bile şirketin işçilerin birliğinden, dayanışmasından, mücadelesinden ne kadar korktuğunu gösteriyor. Bu saatten sonra şirket eğer yüreği varsa eylemde belirlemeye çalıştığı işçileri işten çıkarsın. Kapının önünde bir direnişçi işçi daha istiyorlarsa atsınlar işçileri. Yapamazlar artık. Biz ayaklarına dolanırız."

'PATRONLARA ÇİZİLMEYE ÇALIŞILAN DEMOKRAT ALGISINI YIKTIK'
Bugün eyleme daha kitlesel gideceklerini, salı ve çarşamba günü ise kamuoyuna başka seslenme kanalları oluşturacaklarını söyleyen Çokaman, şöyle devam etti: "Kritik tek bir nokta var Türkiye'de işçi düşmanlığı patronlar arasında yaygın. Sınıfsal konumu gereği böyle yapıyor. Niyetleri fark etmez. TÜSİAD'ın merkez sermaye grupları, Koç'lar Sabancı'lar 'demokrat, çağdaş' imaj çizmeye çalışıyordu. Özellikle belirli gün ve haftalarda verilen reklamlarla, yer yer AKP'ye karşı açıklamalarla. Sermayenin kendi içi kavgasıdır ama toplumsal meşruiyet üretmek açısından yapıyorlar. Migros direnişi de Sabancı'nın servetinin nasıl bir işçi sömürüsüne, baskıya, mobbinge dayandığını gösterdi. Hiçbir patronun masum olmadığını hiçbirinin çağdaş, demokratik, güler yüzlü olmadığını arkada nasıl bir tezgah döndüğünü göstermiş olduk.

'İŞÇİLER VE YOKSUL HALK KOL KOLA GİREREK MÜCADELEDE BAŞARILI OLUR'
"Bu yüzden 'utansa' dedik. İşçiye utanılacak bir durum yaratmaya çalışıyorlar, utanacak olan patronun kendisidir. Herkesi de Sabancı'ya bağlı Carrefoursalar, Teknosalar, fatura ödeme merkezleri önüne çağırdık. İnşaat-İş, Dev Yapı-İş, DGD-Sen destek verdi. Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri de destek verdi. Bu eylemlerin büyümesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu mücadele sadece enerji işçilerinin değil. Halkı da soyuyor enerji şirketleri. Son üç aydır elektrik zamlarını konuşuyoruz. Farklı işçi kesimleriyle enerji işçisinin, yoksulluk altında ezilen halkın kol kola girmesiyle başarılabilir bu mücadele. İşçi sınıfı açısından da birliği, beraberliği daha çok kuvvetlendirecek sonuç doğurabiliriz."