19 Nisan 2024 Cuma

Dink davasında tanıkların dinlenmesine devam edildi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada tanıkların dinlenmesine devam edildi.
Hrant Dink'in öldürülmesinde sorumluluğu bulunan emniyet, istihbarat ve jandarma görevlilerinin yargılandığı 6'sı tutuklu 85 sanıklı davanın 86. duruşması Çağlayan'daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
 
Tutuklu sanıkların SEGBİS ile bağladığı duruşmada, dönemin Trabzon Jandarma görevlileri Ali Öz, Okan Şimşek ve Metin Yıldız'ın da aralarında bulunduğu 10 tutuksuz sanık hazır bulundu.
 
Evrensel'in haberine göre; duruşmada dün tanık olarak dinlenen dönemin Trabzon Jandarma Asayiş Şube Müdürü Ali Oğuz Çağlar'ın sorgusu yapıldı. Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Çağlar'a Dink cinayetini nasıl ve ne zaman öğrendiğini sordu. Çağlar, cinayetin olduğu akşam evinde televizyon izlerken gördüğünü söyledi. Çağlar bu soru dışında Bakırcıoğlu'nun tüm sorularına "Bilmiyorum, hatırlamıyorum" diye yanıt verdi.
 
'KOMUTAN BİZİ PASİFİZE ETTİ'
 
Tutuksuz sanıklardan dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz de Çağlar'a, Coşkun İğci'ye "haber elemanı" demesinin sebebini sordu. Çağlar, Yasin Hayal'in Dink'i öldüreceği yönündeki bilgiyi Coşkun İğci'nin jandarma görevlileri Veysel Şahin ve Okan Şimşek'e verdiğini hatırlatarak, "Bu bilgiyi İstihbarat Değerlendirme Toplantısında size aktaran Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız arz ederken 'haber elemanımız Coşkun İğci' diye arz etti. Buradan dolayı biliyorum" yanıtını verdi. Çağlar da Öz'e, "Toplantıda size bilgi verilmesine rağmen neden hiçbir şey söylemeyip toplantıyı bitirdiniz" diye sordu. Öz, "Daha sonra görüşürüz deyip kalkmışım çünkü başka işlerimiz de vardı toplantıyı hangi konuyla ilgili bitirdiğimi hatırlamıyorum ama mutlaka bir şey vardır" cevabını verdi.
 
Ali Öz, Çağlar'a, "Cinayetten sonra ihbar telefonu ile cinayeti işleyenin Ogün Samast olduğu bildirilmiş. Asayiş Şube Müdürü olarak bundan haberin var mı?" diye sordu. Çağlar şöyle yanıtladı: "Sayın hakim, komutan Öz bizi tüm görevlerden pasifize etti odamızdan çıkamıyorduk hiçbir toplantıya katılamıyorduk dolayısıyla bu bilgiden haberdar olmamam normal. İhbar hattının başında nöbet tutan bir görevli başçavuş bekliyor. Önemli konularda doğrudan alay komutanını arayabiliyor doğrudan. Bu da önemli bir bilgi olduğu için doğrudan alay komutanını aramış olabilir. Normalde sıralı olarak bildirilir ama beni es geçip doğrudan alay komutanını aramış olabilir."
 
'GÖKHAN ASLAN'IN HATIRLAMAMA İHTİMALİ YOK'
 
Dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü olan tutuksuz sanık Metin Yıldız, Çağlar'a, "İl jandarmada herhangi bir kuruma dijital ya da fiziki gitmesi gereken yazıları gönderme yetkisi kime aittir?" diye sordu. Tanık Çağlar bu yetkinin yalnızca tek kişiye yani il jandarma komutanına ait olduğunu söyledi. Yıldız'ın, "Dink'in öldürüleceği yönündeki haber kayıt formununun yetkili yerlere gitmemesi benim suçum mu?" sorusuna Çağlar, "Yönetmelik açık; askerlik hiyerarşisinde kendi kendine göndermen mümkün değil" dedi.
 
Bu sırada Avukat Hakan Bakırcıoğlu Metin Yıldız'a daha önce dinlendiği sırada yalan tanıklıktan tazyik cezası alan Gökhan Arslan'ın dünkü beyanlarda hiçbir şeyi hatırlamadığını anımsatarak, "Gökhan Arslan terör olayları kısım amiri miydi?" diye sordu. Yıldız da, "Evet doğrudur. İnsanın kendi emrindeki kısım amirlerini tanımaması mümkün değildir" yanıtını verdi. Mahkeme başkanı araya girerek, "Aslan'ın bir rahatsızlığı var mı? Hiçbir şey hatırlamıyor?" diye sordu. Yıldız, Aslan'ın hiçbir rahatsızlığı olmadığını belirterek, "Geçen de buna benzer şeyler söylediği için tazyik cezası aldı ben de çok yadırgadım. Aslan, Dink cinayetinin konuşulduğu toplantıda başından sonuna oradaydı. İstihbarat değerlendirme toplantısını terk ettiğini söylüyor ama jandarma komutanı ordayken kimse toplantıyı terk edemez. Başından sonuna kadar kalınır komutan ayrılın diyene kadar ayrılamaz. Aslan o toplantıdaydı başından sonuna kadar. Dolayısıyla Dink'in öldürüleceği yönündeki bilgiye vakıftır böyle olayı hatırlamama ihtimali yok beyanları doğru değildir Gökhan Aslan'ın" dedi.
 
Çağlar'ın ardından Trabzon'dan Hrant Dink ile ilgili keşif için geldikleri iddia edilen jandarma istihbaratçıların firari Coşkun Aydın'ı yakalamak için Bakırköy'de görüştüklerini söyledikleri Halit Sağlam tanık olarak dinlendi. Sağlam, "Rize Cezaevinde adam kaldırma suçundan hükümlüyüm. Oto komisyonculuğu yapıyordum. Trabzon'dan gelen jandarmalar Coşkun'u bulmak için görüştü. Veysel, Şahin ve Ferhat isimleri. Bakırköy'de görüştük. Bilgi vermedim. Özgürlük Meydanına yakın bir kafede buluştuk. Bir saat görüştük" dedi.
 
'BİLGİLER BANA AKTARILMADI'
 
Ardından dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir tanık olarak dinlendi. SEGBİS ile duruşmaya katılan Yavuzdemir, Trabzon Valisi olduğu sırada Dink cinayetini televizyondan öğrendiğini, Trabzon emniyetinden ve MİT'ten her hangi bir bilginin kendisine aktarılmadığı ileri sürüldü. Dink'in ölümünden 10 gün sonra merkeze alındığını söyleyen Yavuzdemir, hafta sonları hariç her gün emniyet ve jandarma yetkilileri ile güvenlik toplantısı yaptıklarını ancak Dink cinayetine dair kendisine bilgi verilmediğini ifade etti. Yavuzdemir, dönemim Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ile birlikte izlediğini ve Altay'ın kendisine "Bunun altında Trabzonlu olabilir" dediğini ifade ederek, Altay'ın bu söylemini "latife" olarak yorumladığını iddia etti.
 
'HESAP SORAMADAN MERKEZE ALDILAR'
 
Dink cinayeti öncesi Trabzon Emniyet Müdürü olan Ramazan Akyürek ve dönemin Jandarma Komutanı Ali Öz'ün toplantıya katıldığını söyleyen Yavuzdemir, "Ben hesap sormadan merkeze alındım" dedi.
 
Yavuzdemir, Rahip Santoro cinayeti sonrası İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun katılımı ile Trabzon'da genel valilerin katılımı ile bir toplantı yapıldığını ancak bu toplantı da Rahip Santaro cinayeti ve Dink'e yönelik tehdittin gündeme gelmediğini ileri sürdü.
 
'EVRAKTAN SONRA CİNAYET İŞLENDİ'
 
Yavuzdemir'in ardından "FETÖ" soruşturmasında tutuklu bulunan dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde Aşırı Dini Faaliyetler Masa Amiri Volkan Altunbulak tanık olarak dinlendi. Altunbulak, "Verdiğim ifadeler haricinde hiç birşey hatırlamıyorum" dedi. Altunbulak, "Bize gelen bir evrak var. Bu evrak geldikten bir süre sonra Dink cinayeti yaşandı. Bu cinayet ile bu evrak arasında bağ olduğu söyleniyor" dedi.
 
'EVRAK DÜZENLEYİP YUKARIYA ARZETTİM'
 
Altunbulak, gelen yazıda Yasin Hayal'in ağabeyi Osman Hayal'e ilişkin bilgi olduğunu ve Osman Hayal'in araştırılması için Bahadır Tekin ile Özcan Özkan'a talimat verdiğini söyledi. Altunbulak, "Trabzon'dan gelen 17 Şubat 2006 tarihli bir evrak var Yasin Hayal'in abisi Osman Hayal konulu. Saha çalışması yaptık. İki arkadaşıma talimat verdim. Gidip baktılar. Evrak düzenlendi yukarıya arz ettim" diye ifade etti.
 
Ardından söz alan sanık Ahmet İlhan Güler, "Baz istasyonu ve HTS farklı şeylerdir" dedi. Güler, "Trabzon'dan gelen 17 Şubat tarihli yazı, bu konu Trabzon istihbaratı için teknik takip veya fiziki takip edilseydi bu nasıl olurdu?" diye sordu. Altunbulak, "Önemli bir durum olursa yazı da oluşturulurdu" dedi. Güler'in, "Trabzon'daki muhatabınız sizi aradı mı yazıdan sonra?" şeklindeki sorusuna Altunbulak "Hatırlamıyorum" diyerek yanıt verdi.
 
'BU BELGE CİNAYETTEN SONRA MI TANZİM EDİLDİ?'
 
Ali Fuat Yılmazer, "24 Şubat 2016 tarihli personel rapor. Bu rapor cinayetten sonra geçmişe dair tanzim etmişse Volkan'ın bilgisi dışında olamaz. Kimin parafı varsa birlikte düzenlemişlerdir. Bu belge cinayetten sonra mı tanzim edildi?" diye sordu. Altunbulak, "O evrak zaten bize geliyor" dedi.
 
MÜTALAA OKUNDU
 
Tanık beyanları ardından duruşma savcısı verdiği mütalaasında, tutuklu 6 sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti.
 
Duruşma yarın avukat savunmaları ile devam edecek.