18 Mayıs 2024 Cumartesi

Dilek'i katleden astsubayın ilk duruşması görüldü: Katlettiği kadını suçladı

Diyarbakır'da Dilek Kaya'yı katleden astsubay Yusuf Çalışkan'ın yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Çalışkan, kadın katillerinin bilindik savunmasını yaparak katlettiği kadını suçladı. Tanık ise verdiği çelişkili beyanlarla faili aklamaya çalıştı. Kaya'nın avukatları Çalışkan'ın genç kadını tasarlayarak ve kasten katlettiğini ve buna göre bir cezalandırılmaya gidilmesini istedi. Tutukluluğun devamına karar veren mahkeme, duruşmayı Haziran'a erteledi. 

Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesi TOKİ konutlarında, 22 Mart 2020'de Dilek Kaya'yı katleden 8'inci Ana Jet Üst Komutanlığı'nda görevli astsubay Yusuf Çalışkan'ın yargılandığı davanın ilk duruşması Diyarbakır 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya Dilek Kaya'nın ailesi, avukatları Zülal Erdoğan, Zelal Erdenci, Şeyma Onur, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili, fail Yusuf Çalışkan ve avukatları katıldı.

İlk olarak savunma hakkı verilen fail Yusuf Çalışkan, kıskançlıktan kaynaklı tartıştıklarını, Dilek Kaya'nın sesinin yükseldiğini, ardından mutfağa gittiğini ve kendisine bağırdığını kaydetti. Sanık, "Dilek mutfağa gittiğinde kendine veya bana zarar vermesinden korkarak hemen koltukta bulunan silahımı almaya gittim. Silahı boşaltmam gerekiyordu normalde ama boşaltmayı unutmuşum. Dilek bana doğru geldi kollarımı ondan kurtarmak isterken silah ateş aldı. Dilek'in yere düştüğünü kanlar içinde olduğunu gördüm. Sonrasında ne yaptığımı, kimi aradığımı bilmiyorum, hatırlamıyorum" diyerek kendini aklamaya çalıştı.

'KARDEŞİM SİNİRLİ DEĞİLDİR, NEDENİ SANIKTIR'
Dilek'in kardeşi Songül Kaya, Dilek'in katledilmeden 7 ay öncesinde kendisini bir numaranın aradığını ve rahatsız ettiğini söylediğini belirtti. Songül Kaya, "Dilek biz sofradayken beni çağırdı ve birinin onu rahatsız ettiğini söyledi. Bana numarayı verip aramamı ve beni bir daha rahatsız etmemesini söylememi istedi. Konuştuğum erkeğin sanık olduğundan şüphe ediyorum. Sanık kardeşimin fevri, sinirli ve sinir krizi geçirdiğini söylüyor. Kardeşim asla sinirli biri değildir tam aksine gayet sakin ve mülayim bir insandır. Eğer kardeşim çok fevrileşmişse bunun nedeni kendisidir ve sanıktan şikâyetçiyim" dedi.

'BEN DE BİR ERKEK TARAFINDAN KATLEDİLMEYE ÇALIŞILDIM'
Dilek Kaya'nın diğer kardeşi Mutlu Kaya, "Bende beş altı yıl önce bir erkek tarafından katledilmeye çalışıldım ve ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum edildim. Ablamın öldürülmeden birkaç hafta önce telefon konuşmasına şahit oldum. Sanık Yusuf Çalışkan'ın kendisini ölümle tehdit ettiğini ve hakaret ettiğini duydum. Ayrıca son zamanlarda ablamın morali çok bozuktu" diyerek sanıktan şikâyetçi olduğunu söyledi.

TANIKLARDAN ÇELİŞKİLİ BEYANLAR
Ardından çağrılan tanıkların savcılıkta ve mahkeme huzurunda verdiği beyanlarda çelişki olduğu görülürken ilk tanık, "Yusuf Çalışkan'ı 2017 yılından bu yana askeri okuldan tanıyorum. Olay gecesi kendisini arayıp yanımıza gelip okey oynamasını istedik. Fakat aradığımızda bize hakkımızı helal etmemizi ve yarın onu göremeyeceğimizi söyledi. Bir de Yusuf'un alkol aldığında kendini kaybedip etmediğini sordunuz. Yusuf kendini kaybetmez" şeklinde konuştu. Sonrasında dinlenen ikinci tanık ise kollukta verdiği ifadede sanığın alkol aldığında kendisini kaybettiğini hatta tanınmayacak bir insan olduğunu söylediği mahkeme tarafından hatırlatıldı. Bunun üzerine tanık ilk ifadesini değiştirerek çelişkili beyanlarda bulundu.

TALEPLERİN REDDİ İSTENDİ
İddia makamı kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve failin kaçma şüphesinin bulunduğundan tutukluluk halinin devamı talebinde bulundu. Ayrıca iddia makamı Aile ve Sosyal ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın katılma talebinin kabul edilmesine, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi ve KCDP'nin katılma taleplerinin de reddedilmesini istedi.

AV. ERDOĞAN: TASARLAYARAK VE KASTEN ÖLDÜRMEKTEN CEZALANDIRILMALIDIR
Dilek Kaya'nın avukatlarından Zülal Erdoğan, sanığın beyanlarının kendisini aklamaya dönük olduğunu, sanığın tanık olarak dinlenen arkadaşlarının da sanığı savunmaya dönük olduğunu ifade etti. Erdoğan, olayın meydana gelmesinin ardından sanığın ne 112 acil servisi ne de 155 polise ihbarda bulunmadığını söyledi. Avukat Erdoğan, "Sanık hiçbir yetkili merciiyi aramazken Ankara'da bulunan Kenan Karaer adlı arkadaşını arayıp toplamda iki defa telefonda konuşuyor. Maksimum 30 dakika konuşmuş oluyor. Sanık sonrasında götürüldüğü hastanede, arkadaşlarına ve polislere Dilek'i katlettiğini söylüyor. Ayrıca Dilek Kaya'nın vücudunda bir mermi izi varken olaydan öncesinde ve sonrasında vücutta şiddet emareleri var. Sanık maktulün kıskanç olduğunu söylüyor fakat sanığın Whatssap görüşmelerine bakıldığında sürekli, 'neredesin, kiminlesin, beni görüntülü ara' dediği görülüyor. Burada asıl sanık Dilek'i adım adım takip edip kıskacı ve baskısı altına alıyor. İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelen rapor çok iyi incelenmelidir. Tüm dosyaya baktığımızda sanık cinayeti tasarlayarak ve kasten öldürmekten cezalandırılmalıdır" şeklinde savunma yaptı.

'CİNAYET GÖZ GÖRE GÖRE GELDİ'
Kaya'nın bir diğer avukatı Şeyma Onur sanık beyanlarının çelişkili olduğunu, şiddetin olmadığını söylediğini fakat Dilek'in vücudunda morlukların olduğunu ve cinayetin göz göre göre geldiğini kaydetti.

Ardından savunma yapan bir diğer avukat Zelal Erdenci, eksik hususların giderilmesini ve tanıkların dinlenmesini talep etti.

AV. DEMİR: KADIN KATLİAMLARI BİR CİNS KIRIMI HALİNE GELDİ
KCDP'nin avukatları ve Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatı Hatice Demir ortada bir kadın katliamının olduğunu, erkek şiddetinin toplumda vahim bir meseleye dönüştüğünü, kadın katliamlarının artık bir cins kırımı haline geldiğini kaydederek katılma taleplerinin kabul edilmesi talebinde bulundu.

SANIK AVUKATI TAHLİYE TALEP ETTİ
Son olarak konuşan sanık avukatı Recep Akdağ ise tevsii tahkikat taleplerinin bulunduğunu, TCK 34'üncü maddesinin geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmasından kaynaklı cezalandırılmamasını istedi. Recep Akdağ, ilerleyen duruşmalarda suç vasfının değişeceğinden sanığın gerekli adli tedbirlerle tahliye edilmesi talebinde bulundu.

DURUŞMA HAZİRAN'A ERTELENDİ
Kısa bir ara veren mahkeme heyeti sanık hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin olduğunu, suçun katalog suçlardan olması ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağından tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme tanıkların dinlenmesine, Aile Sosyal ve Politikalar Bakanlığı'nın katılma talebinin kabulüne, KCDP ve Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi'nin katılma taleplerini ise reddetti. Mahkeme ayrıca TCK 34'üncü madde uyarınca inceleme yapılması talebinin reddine, sanığın kullandığı silahtan kaynaklı kazara bir olayın meydana gelip gelmeyeceği yönündeki emniyete ve jandarmaya müzekkere yazılması talebinin dosyaya yenilik katmayacağından reddine karar vererek duruşmayı 16 Haziran'a erteledi.