6 Mayıs 2024 Pazartesi

Dede: AYM, AKP-MHP'nin suçuna ortak olmamalı

HDP Hukuk ve İnsan Haklarından sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, AYM'nin yarın şekil yönünde inceleyeceği infaz yasası ile ilgili çağrıda bulunarak, "Anayasa Mahkemesi, AKP-MHP ittifakının işlediği suça ortak olmamalı" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, AYM'nin yarın şekil yönünde incelemeye alacağı yeni infaz yasası ile ilgili basın açıklaması yaptı. Partisinin Van İl binasında açıklama yapan Dede, AYM'yi tarihsel görevini yapmaya çağırdı.

Söz konusu yasa değişikliği tüm dünyayı tehdit eden salgın sürecine denk getirildiğine dekkat çeken Dede, "O dönem hem partimiz, hukuk, sağlık ve meslek örgütleri cezaevlerinin en büyük risk alanı olduğunu ifade etti. O dönem tutukluların uygun görülecek adli kontrol yada denetimli serbestlik yöntemleriyle serbest bırakılması ve sağlıklı yaşam hakkının güvence altına alınması çağırısı yaptık. Ancak ne yazık ki AKP-MHP bloğu bu çağrıların tamamına kulak tıkayarak kendi yandaşlarının özel olarak af edilmesi şeklinde icra edilecek bir yasa tasarı meclise getirdi. İlk günden itibaren hem komisyonda hem mecliste partimiz yoğun olarak eleştirilerini ve toplumsal ihtiyacı karşılamaya dönük bir yasa yapılması ve siyasi partiler arasında bir mutabakat geliştirilmesine ilişkin fikirlerini dile getirdi. Ancak AKP-MHP meclis çoğunluğunu elinde bulunduruyor olmanın verdiği güçle bu eleştirilere kulak tıkayarak bu yasayı çıkardı" dedi.

'TOPLUMA KARŞI SUÇ İŞLEYENLER SERBEST BIRAKILDI'
Söz konusu yasanın içerisinde eksiklik barındırdığını belirten Dede, "Yürütmenin vesayeti altında bulunan yargı toplumsal muhalefeti, muhalif olan kesimleri yargı yoluyla zapturapt altına alma yolunda son 5 yıldır çok büyük bir çaba gösteriyor. Adil olarak yargılanmayan, haksız olarak tutuklanan, düşüncelerini ifade ettiği veya twit attığı için cezaevine giren binlerce insan bu yasanın kapsamı dışında bırakıldı. Yine bazı suçlar bakımından bir indirime gidildi. Böylece topluma karşı suç işleyenler serbest bırakılırken, düşüncelerinden, siyasi tavırlarından dolayı hüküm giymiş olanlar düzenlenen infaz indiriminden faydalandırılmadı. Yine Şartlı Salıverilmeye ilişkin bir defaya mahsus yapılan düzenlemede de bir kısım suç tipleri açısından kapsam dışı bırakıldı. Hem kamuoyu hem barolar hem de insan hakları örgütleri söz konusu yasanın Anayasa'nın eşitlik ilkesine ve AİHM'in ayrımcılığa ilişkin maddesine aykırı olduğunu özellikle ifade ettiler. Bir diğer nokta ise özel af olarak gündeme gelen ve bir kısım suçluların serbest bırakılması sonucunu doğuran söz konusu düzenlemenin Anayasanın ve meclis iç tüzüğüne aykırı bir düzenlemeydi" diye konuştu.

'ÖRGÜTÜLÜ ÖZEL AF ÇIKARILDI'
Bu yasanın örtülü özel af niteliğinde olduğunu ifade eden Dede, "Nitekim yasa çıktıktan sonra bazı kişilere 3 yıllık denetimli serbestlik hakkı tanınarak salıverilmiştir. Özel ya da genel af en nihayetinde tüm toplumu ilgilendiren düzenlemelerdir. Tüm toplumu etkileyecek olan bu düzenlemelerin mecliste grubu bulunan tüm partilerin mutabakatıyla çıkarılması gerekiyor. Tüm toplumsal kesimlerin eleştiri, öneri ve taleplerini dile getirebilecekleri ve bir mutabakat çerçevesinde yaratılacak yasalarla düzenlemenin çıkmış olması gerekir. Dolayısıyla AYM'nin yarın şekil yönüyle yapacağı incelemede bu düzenlemenin özel bir af olduğunu ve bir mutabakatla bu yasanın çıkarılmış olması gerektiğine yönelik bir karar verilmesini beklemekteyiz" dedi.

'HASTA TUTSAKLAR HASTANEYE GİDEMİYOR'
Koronavirüs bahane edilerek yasanın çıkarıldığını ifade eden Dede ancak hapishanelerde yaptıkları incelemede durumun böyle olmadığını söyledi. Birçok STK'nin içerisinde yer alarak oluşturdukları Cezaevi İzleme Platformu'nun yayımladığı haftalık bültenlerinin tüm kamuoyu açısından bilgilendirici olduğunu söyleyen Dede, "Söz konusu yasa çıktıktan sonra cezaevinden bir kısım tahliyeler yaşanmasına rağmen koğuşlardaki doluluk oranı halen olduğu gibi devam etmektedir. Mahpusların hijyen ürünlerine ulaşma imkânı halen kısıtlı ve beslenme imkanları öncesine göre daha kötü bir hal almıştır. Hasta mahpusların durumu yasadan önceki duruma göre çok daha ağırlaştı. Zira virüsün bulaşabilme kaygısıyla hastaneye gittikten sonra 14 gün boyunca tecrit durumunda kalma durumlarını da göz önünde bulundurarak maalesef şuanda hasta mahpuslar hastanelere gitmekten imtina ediyor. Bu durum sağlıklarını çok daha ağır etkiliyor" dedi.

'AYM TARİHSEL BİR SORUMLULUKLA KARŞI KARŞIYA'
Anayasa Mahkemesi'nin tarihsel bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunu ifade eden Dede, konuşmasını şöyle tamamladı; "Tüm bunlar göz önüne bulundurulduğunda AKP-MHP bloğunun dar, çıkarcı, kendi çevrelerini kollayan yasal düzenlemesine karşı Anayasa Mahkemesi tarihsel bir görev ve sorumlulukla karşı karşıya kalmıştır. Anayasa Mahkemesi vereceği kararla ya cezaevlerindeki mahpusların bir kısmını ölüme terk eden AKP-MHP ittifakının işlediği suça ortak olacak ya da evrensel hukuk ilkeleri anayasa çerçevesinde toplum vicdanını rahatlatacak, salgın günlerinde cezaevlerinin ölüm evlerine dönüşmemesini sağlayacak bir karara imza atacaktır. Bu eşitsiz yasaya karşı tüm STK, akademisyen ve kamuoyunu bu suça ortak olmamaya ve ses çıkarmaya davet ediyoruz."