25 Haziran 2025 Çarşamba

Büyük Öğretmen Yürüyüşü: İnsanca yaşayacak, öğretmenliği yaşatacağız

Artık seslerinin duyulmasını ve  Milli Eğitim Komisyonunun acil toplanmasını isteyen Öğretmen Sendikası, İstanbul'dan Ankara'ya "Büyük Öğretmen Yürüyüşü"nü başlattı. Bu yürüyüşün, "susturulmak istenen on binlerce özel sektör öğretmeninin ayağa kalktığı yürüyüş" olduğunu söyleyen eğitim emekçileri, "Vazgeçmeyeceğiz, geri adım atmayacağız" dedi.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası (Öğretmen Sendikası), "Taban maaş hakkı, Belirli İş Sözleşmesi'nin kaldırılması, Eğitim ve Güzel Sanatlar İş Kolunun kurulması, Özlük haklarında kamu ile eşitlik sağlanması" talepleriyle İstanbul'dan Ankara'ya Büyük Öğretmen Yürüyüşünü başlattı. 

Sendikanın Kadıköy'deki genel merkezinin bulunduğu sokak polis ablukasına alındı. Yürüyüş için bir araya gelen çok sayıda eğitim emekçisi davul zurna eşliğinle halaylarla ablukanın kaldırılmasını bekledi. 

Öğretmenlerin taleplerinin yer aldığı ve "Öğretmenlerin talepleri duyulsun, Milli Eğitim Komisyonu acil toplansın" pankartları ve taleplerin bulunduğu dövizlerle açıklama yapıldı. Öğretmen Sendikası MYK üyesi ve Örgütlenme Sekreteri Hüseyin Aksoy basın metnini okudu. Eyleme Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kezban Konukçu ve çok sayıda sendika temsilcisi katıldı. 

'EŞİT İŞE EŞİT HAK EN TEMEL İNSAN HAKKIDIR'
Özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin haftada 45 saati aşan ağır çalışma yükü altında ezildiğini, asgari ücret düzeyinde ya da daha düşük maaşlara mahkum edildiğini, belirli süreli sözleşmelerle işsizlik tehdidiyle terbiye edilmeye çalışıldığını, sendikal faaliyetlerinin engellendiğini, örgütlenme hakları ellerinden alındığını, mesleki saygınlıklarının sistematik biçimde ayaklar altına alındığını söyleyen Aksoy, "Kurumlar, yaz aylarında maaş ödememek için öğretmenlere yıllık sözleşme dahi yapmıyor. 'Ücretsiz izin' dayatmasıyla öğretmenleri açlığa ve belirsizliğe itiyor. Kurs merkezlerinde, sözleşmeyle birlikte zorla istifa dilekçeleri imzalatılıyor. Tam zamanlı çalışan öğretmenler, hukuksuzca ders saati ücretli gibi gösteriliyor ya da büro çalışanı gibi atanıyor. Bu usulsüzlüklerle anayasal haklarımız gasp ediliyor, emeğimiz görmezden geliniyor. Bugün, eğitim emekçileri arasında derin bir uçurum oluşmuştur. Aynı müfredatı işleyen, aynı kazanımları hedefleyen özel sektör öğretmenleri ile kamu öğretmenleri arasında; maaş, izin, sözleşme ve özlük hakları bakımından korkunç bir eşitsizlik vardır. Oysa biz aynı işi yapıyoruz. Aynı çocuklara ders veriyor, aynı toplumu inşa ediyoruz. Ve biz biliyoruz: Eşit işe eşit hak, en temel insan hakkıdır" dedi. 

'TALEPLERİMİZİ ARTIK DUYUN'
Talepleri hatırlatan Aksoy, Meclis Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna şu çağrıyı yaptı: "Artık bu sorunlar görmezden gelinemez. Bizler yalnızca bir meslek grubunun değil, bu ülkenin eğitim geleceğinin taleplerini dile getiriyoruz. Eğitim sisteminin taşıyıcısı olan öğretmenler ayakta duramazken, hiçbir reform, hiçbir program, hiçbir müfredat başarıya ulaşamaz. Bu nedenle sizi derhal göreve çağırıyoruz: Komisyon toplanmalı, özel sektörde çalışan öğretmenlerin sorunlarını gündemine almalı ve çözüm üretmek için acilen harekete geçmelidir."

'GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ'
Yürüyüşlerinin esasen geleceği bir yürüyüş olduğunu dile getiren Aksoy, "Bu yürüyüş, susturulmak istenen on binlerce özel sektör öğretmeninin ayağa kalktığı yürüyüştür. Bu yürüyüş, eğitim emekçilerinin örgütlenerek karanlığı yardığı yürüyüştür. Bu yürüyüş, 'öğretmenlik kutsaldır' deyip bizleri yok sayanlara karşı, mesleğimizi kutsallığın değil emeğin üzerinden savunduğumuz yürüyüştür. Bu yürüyüş, çocuklarımıza güvenceli, onurlu bir gelecek bırakmak isteyenlerin yürüyüşüdür. Vazgeçmeyeceğiz. Geri adım atmayacağız. Bu sesi hiçbir güç susturamayacak. Sesimiz büyüyecek, dayanışmamız güçlenecek. İnsanca yaşayana, mesleğimizin saygınlığını yeniden kazanana kadar bu mücadele sürecek. İnsanca yaşayacağız. Öğretmenliği yaşatacağız. Yaşasın örgütlü mücadelemiz" vurgusu yaptı. 

Açıklamanın ardından eğitim emekçileri Ankara'ya yürüyüşe geçit.