3 Mayıs 2024 Cuma

Bursa'da 'kriz ve işçi sınıfının gündemleri' paneli 

Bursa'da panel düzenleyen Birleşik İşçi Hareketi ekonomik kriz ve işçi sınıfının gündemlerini tartıştık. Bir ayda 36'yı aşan işçi direnişinin yaşanmasının bir tesadüf olmadığının kaydedildiği konuşmalarda işçi ve emekçinin üzerinden karına kar katan patronlara karşı, dayatılan açlık ve yoksulluğa karşı birleşik ve örgütlü mücadelenin önemine vurgu yapıldı. 

Birleşik İşçi Hareketi, Limter-iş Genel Başkanı Kanber Saygılı'nın da katılımıyla Bursa'da Eğitim-Sen Kestel Temsilciliği'nde, "Kriz ve işçi sınıfının gündemleri" paneli düzenledi. 

Birleşik İşçi Hareketi'nden Meliha Kayacı kısa bir sunum yaptı. Pandemi döneminde işçilerin ölüm ya da açlık ikilemine sürüklendiğini hatırlatan Kayacı, buna karşı sermayenin, patronların karına kar kattığını söyledi. Kayacı, "Yüzde 67 gibi bir karlarının olduğunu ilan ettiler. Esnek, homeoffice çalışma tarzına geçtiler. İş yeri tanımı yok. Bu yüzden patrona maliyeti yok. Herkes kendi evinde, kendi elektriğini, kendi internetini kullandı kendi yemeğini aldı. Dolayısıyla patrona maliyet olmadı ama 7/24 çalıştı" dedi. 

İşçilerin pandemide ölümüne çalıştırıldığını kaydeden Kayacı, patronların "kazanamıyoruz" söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını dile getirdi ve şöyle devam etti: "Tam tersine pandemi dolayısıyla doğal olarak üretimde aksaklıklar yaşandı ama hizmet iş kolu gibi iş kollarında çok daha büyük karlar elde edildi."

SAYGILI: YA BİR YOL BULACAĞIZ YA DA YOL AÇACAĞIZ
DİSK/Limter-İş Genel Bakanı Kanber Saygılı da bundan yaklaşık altı ay ya da bir yıl önce ekonomik krizin ne olduğu çok da bilinmezken bugün pazara çıkan, markete giden herkesin çok iyi bildiğini söyledi. "Açlığı ya da krizi, yoksulluğu vatandaşa anlatmaya gerek yok, bizim yapmamız gereken krize karşı yol açmak. Ya bir yol bulacağız ya bir yol açacağız" diyen  saygılı, zenginlik ve yoksulluk arasında uçurumun derinleştiğini dile getirdi. 

'ÖFKE BİRİKTİ FABRİKAYA, ATÖLYEYE, MUTFAĞA SIĞMIYOR'
Saygılı, "Bu memleketin her tarafında krizin boyutu büyük. Mesela tarım diye bir şey kalmadı, küçük üretici diye bir şey kalmadı. Ekoloji diyoruz doğa yağmalanıyor. Öte taraftan emek ve sermaye arasındaki çelişki o kadar büyüyor ki bir ay içerinde 36'yı aşan işçi direnişleri yaşandı; grev, direniş, işgal...Böyle bir süreç yaşıyoruz bu sürecin yaşanması tesadüf değil. Bugün ortaya çıkan bir durum da değil. Öfke birikti birikti fabrikalara, sığmadı, işletmelere sığmadı, atölyelere, mutfaklara sığmadı, sığmıyor" diye konuştu. 

İşsizlik ve yoksulluğun halkların ortak kaderi haline geldiğini belirten Saygılı, dayatılmak istenen bu "ortak kadere" karşı birlikte örgütlü mücadele çağrısı yaptı. 

BİRLİKTE VE ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
Sunumların ardından panel serbest kürsüyle devam etti. Ekonomik krize karşı genel grev genel direniş vurgusu yapılan panelde, gelişen işçi direnişleri ve grevlerinin sunacağı büyük katkılar tartışıldı. Zam ve elektrik, doğalgaz gibi gelen yüksek faturalara karşı halkların  sokağa çıktığına dikkat çekilen konuşmalarda, Birleşik İşçi Hareketi'nin işçi ve emekçilerle yan yana zamlara karşı da ülkede yaşanan her türlü adaletsizliğe karşı sokakta mücadele edeceği belirtildi. 

Ülke geneline yayılan direnişlere dikkat çekilen konuşmalarda kadın işçilerin direnişlerde öne çıktığının altı çizilen konuşmalarda, her direnişin birbirinden öğrendiği ve dayanışmayla ilerlediği de ifade edildi. Yine konuşmalarda emekçilerin yeni yasayla güvencesizlik ve AKP kadrolaşması ile karşılaşacağı ve örgütlenmenin önünde büyük bir engel oluşturacağı vurgulandı ve Birleşik İşçi Hareketi'nde örgütlenme, birlikte mücadele çağrısı yapıldı.