19 Mayıs 2024 Pazar

Buldan: Can kaybı yaşanmadan Hükümet ve Meclis adım atmalıdır

Açlık grevlerine ilişkin HDP Genel Merkezi önünde basın açıklaması yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Yaşanacak en ufak bir olumsuzluktan, can kaybından AKP Hükümetinin sorumlu olacağını ifade etmek isteriz" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, açlık grevlerine ilişkin HDP Genel Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya tüm MYK üyeleri ve milletvekilleri katıldı.
 
Burada konuşan Buldan, "Hepinizin bildiği gibi uzun süredir, cezaevleri başta olmak üzere, dışarıda da devam eden açlık grevleri süreci var. Özellikle cezaevinde iken Hakkari milletvekilimiz ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevleri birçok cezaevinde, Strazburg, Hêwler ve Galler gibi yerlerde de sürmektedir" dedi.
 
'ENGELLEMELERE RAĞMEN MİLLETVEKİLLERİMİZ BARİKATLARI AŞMIŞTIR'
 
Leyla Güven'in açlık grevinin 110. gününde olduğunu hatırlatan Buldan, "Artık kritik bir aşamaya gelindiğini özellikle vurgulamak isterim. Bizim bütün girişimlerimize ve çözüm çağrılarımıza rağmen adım atmayan bir iktidar var karşımızda. Tüm ses çıkarma ve dikkat çekme eylemlerimize rağmen, bu eylemleri bastırmaktan başka bir yol izlemeyen bir iktidar var karşımızda. Milletvekili arkadaşlarımızın kendi kentlerinden Diyarbakır'a, ayrıca İstanbul'da yapmak istediğimiz yürüyüşler İçişleri Bakanı talimatıyla engellenmeye çalışıldı. Ancak bütün bunlara rağmen milletvekili arkadaşlarımız kendi kentlerinden Diyarbakır'a gelebildiler bu barikatları aşabildiler" diye konuştu.
 
Her türlü engellemeye rağmen milletvekillerinin yürüyüşlerini gerçekleştirmeyi başardığını vurgulayan Buldan, "Tabii ki burada özellikle tecridin sadece bir HDP sorunu ya da tecridin sadece Kürt halkının sorunu olmadığını ifade etmek isterim. O yüzden sadece bizimle sınırlı kalmamalı. Tecridin kaldırılmasına yönelik açıklamalar sadece HDP tarafından yapılmamalı" diye kaydetti.
 
TECRİDİN SONLANDIRILMASI İÇİN ADIM ATILSIN
 
Buldan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz bugün buradan hem Meclis'e hem Hükümete ve tüm kamuoyuna bir çağrı yapmak istiyoruz: Tecrit mutlaka kaldırılmalıdır. Açlık grevinde olan arkadaşlarımızdan, bir can kaybı yaşanmadan tecridin kaldırılması girişimleri ve bu konuda adım atılmasıyla birlikte, bu eylemi sonlandırılması mutlaka gerçekleşmelidir.
 
"Hükümet mutlaka gereğini yapmalıdır. Adalet Bakanı kendi çıkardığı yasaları hayata geçirmelidir. Meclis'teki ve dışındaki tüm siyasi partiler Türkiye'nin içinde bulunduğu tecrit meselesine karşı duyarlı olmalı ve bir söz söylemelidir. Çünkü tecrit sadece İmralı Cezaevi'nde Sayın Öcalan'a uygulanmıyor, aslında tüm Türkiye halkları bir tecrit ile karşı karşıyadır. Meclis başkanına da bir çağrı yapmak istiyoruz.
 
ŞENTOP'UN İLK İŞİ LEYLA GÜVEN'İN TALEBİNİ DİKKATE ALMAK OLMALI
 
"Dün Meclis Başkanı seçildi. Sayın Şentop'un bugün itibariyle başladığı bu görevde yapacağı ilk iş Sayın Leyla Güven'in talebini dikkate alacak şekilde adım atmak olmalıdır. Çünkü Leyla Güven bugün yemin etmeyen ve faaliyetlerine henüz başlamayan tek milletvekili olarak kalmıştır. En son Deniz Baykal'ın da yemin etmesiyle birlikte bugün mecliste olmayan tek kişi Leyla Güven kalmıştır.
 
AÇLIK GREVLERİNİN TEK TALEBİ: HUKUKUN İŞLETİLMESİ
 
"Değerli arkadaşlar, burada talep nedir? Sayın Öcalan'ın avukatları ve ailesi ile düzenli görüşmelerini gerçekleştirmesidir. Açlık grevinde olan tüm arkadaşlarımızın tek talebi vardır: Bu görüşmelerin sağlanması. Hukuksuz ya da hayata geçirilmeyecek bir talebi ifade etmiyor arkadaşlarımız. Çıkarılmış yasaların hayata geçmesi konusunda bir adım atması bekleniyor, talep sadece budur.
 
"Biz elbette ki şunu her zaman söyledik. Cezaevinde olan her insanın kendi ailesi ve avukatlarıyla görüşme hakkı varken bu tecrit sadece İmralı'ya sadece Sayın Öcalan'a uygulanamaz. Sayın Öcalan da cezaevlerindeki bütün insanlar gibi bu haklara sahiptir. Bu hakları engellemek ve kısıtlamak ifade ettiğimiz gibi mutlak tecrit anlamına gelmektedir. O yüzden bu mutlak tecridin bir an önce kaldırılması ve Sayın Öcalan'ın ailesi ve avukatlarıyla görüşme yapmasının önü mutlaka açılmalıdır.
 
YAŞANABİLECEK OLUMSUZLUKLARDAN AKP SORUMLUDUR
 
"Yaşanacak en ufak bir olumsuzluktan, can kaybından AKP Hükümetinin sorumlu olacağını ifade etmek isteriz. Bedenlerin her gün eridiği, insanların göz göre ölüme gittiği bir süreçte AKP buna sessiz kalmamalı ve tecrit mutlaka kaldırılmalıdır. Bu anlamda bugün yaptığımız bu çağrıyla bir kez daha başta Meclis Başkanı, Adalet Bakanı ve diğer siyasi partiler ile kamuoyu Türkiye'de barışın demokrasinin ve adaletin yanında olan her insan tecride karşı ses çıkarmalıdır."
 
HDP'Yİ KRİMİNALİZE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR
 
Gazeteciler Buldan'a "Sayın Cumhurbaşkanının mitinglerinde size yönelik eleştirileri oluyor. Kandil'i ile sizi ilişkilendirerek sert eleştiriler yöneltiyor. Öncelikle bunu nasıl değerlendiriyorsunuz. Meral Akşener, bunun üzerine, 'HDP eşittir PKK ise gereğini yapın' dedi. Bu kapatma davasını gündeme getirdi" sorusunu şu yanıtı verdi:
 
"Bugün HDP Türkiye'nin üçüncü büyük partisidir. Son seçimde 6 milyon insanın oyunu almış bir partidir. Toplumun her kesiminden oy almış bir partiyi terör ile ilişkilendirmek ve Kandil'den talimat alıyor söylemini kınamak istiyoruz ve kabul etmiyoruz.
 
"AKP kendi stratejisini tam da buradan kuruyor. Seçim vaadi olmayan, Türkiye'nin geleceğine dair bir vaadi olmayan bir partinin meydanlarda söyleyecek sözü yok. Dolayısıyla tüm algıları HDP'yi yok etme, HDP'yi hiçleştirme üzerinden kuruyor.
 
"Oysa bugün bütün oyunları bozan bir parti olarak HDP'nin seçim yerlerinde çok büyük bir başarı elde edeceğini AKP görmüştür. Kayyımların olduğu yerlerde büyük bir başarı elde edeceğimizi söyledik.
 
"Kendi belediyelerimizin gasp edildiği, belediye eş başkanlarının rehin tutulduğu ve kayyım atandığı bir dönemde o kayyımları geri göndermek için büyük bir mücadele veriyoruz. Bunu 31 Mart seçimlerinde göreceğiz. Yine Türkiye'nin batısında demokrasi güç birliklerini oluşturarak AKP'nin zayıflaması üzerinden bir taktik uyguluyoruz ve AKP'nin kaybetmesi üzerinde büyük bir mücadele vereceğimizi ifade etmek istiyoruz.
 
'PARTİ KAPATMA TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNDE OLMAMALIDIR'
 
"Sayın Akşener'in ifadesi üzerine HDP'nin kapatılması meselesi tekrar gündeme getirildi. Artık parti kapatma devrinin geride kaldığını, Türkiye'nin gündeminde olmaması gerektiğini belirtmek istiyorum. Parti kapatmaları geçmişte yaşandı, bunlara tanıklık ettik. En fazla kapatılan partilerin başında da bizler vardık. Bir parti kapatılır yerine başkası çıkar. Bu bir çözüm değildir. Burada önemli olan hep birlikte Türkiye'nin demokratikleşmesi ve barışa katkı sunmak adına bu gündemi yok etmemiz gerekiyor. Böylesi bir gündemi Türkiye'nin önüne getirmekten vazgeçmemiz gerekir. HDP Türkiye'nin siyasi bir partisidir, 6 milyona yakın insanın oyunu almıştır kapatma meselesi asla Türkiye gündeminde yer almamalıdır."