2 Mayıs 2024 Perşembe

BMİS: MESS SAFE ile hedeflenen mesafe değil, denetimdir

Birleşik Metal-İş Sendikası, MESS SAFE Girişimine ilişkin hazırladığı rapora göre; uygulamanın insan haklarına aykırı olduğu, uygulama ile toplanacak kişisel verilerin güvenliğinin nasıl sağlanacağının belli olmadığı, bu nedenlerle, uygulama Kişisel Verilerin Korunması Kanununa da aykırılık taşıdığı belirtildi.

Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu, patron sendikası MESS tarafından uygulanmaya konulmak istenilen MESS SAFE Girişimine ilişkin rapor hazırladı.

MESS SAFE Girişimi konusunda Birleşik Metal-İş, Türk Tabipleri Birliği, TMMOB'ye bağlı çeşitli odalardan görüşler aldı, ayrıca uluslararası kuruluşların yaklaşımlarını ve diğer ülkelerdeki uygulamaları inceledi.

Açıklamada, krizlerin, her dönem patronlar ve patron örgütleri tarafından fırsat olarak değerlendirildiği, özel dönemlerdeki uygulama ve istisnaların kural haline getirilmesi çabası içinde olduğu, kimi dönemler de işçilerin yararına gösterilip gerçek amacı gizlenerek uygulanmaya çalışılmıştır. Benzer bir çabanın koronavirüs döneminde MESS tarafından gündeme getirilmiştir.

Açıklamada, son yıllarda, dijital kontrol yöntemleri ile emek ve beden üzerindeki baskı ve kontrol hızla artıyor. İşçilerin denetim altına alınıp kontrol edilmesi ile daha yoğun ve daha fazla çalıştırılmaları amaçlandığı, emek-zamanın düşürülmesi, yani göreli artı-değer sömürüsünün artırılması hedeflendiği kaydedilen raporda, "Bunun anlamı, işçilerin daha fazla sömürülmesidir" diye belirtildi.

Birleşik Metal-İş, "Bu kapsamda deri altı çip yerleştirmelerden cep telefonlarına, güzel görünümlü akıllı saat, gözlük veya giysilere kadar uzanan bir dizi yöntem devreye konulmaktadır. Bunlarla, emeğin üzerinde azami kontrol sağlanması hedeflenmektedir. MESS tarafından gündeme getirilen MESS Safe uygulaması da bu kapsamda ele alınmadır. MESS SAFE Girişimi ile cep telefonuna indirilen uygulama ya da giysi veya boyna takılan cihaz aracılığı ile işçilerin birbiri ile mesafesinin 1 metrenin altına düşmesi durumunda sinyal verilmesi ve işçilerin uyarılmasının hedeflendiği belirtilmektedir" denildi.

"İlk bakışta işçinin sağlığı ve güvenliği için yapıldığı hissi uyandıran uygulama bu kadar masum mudur, gerçek amacı nedir? Bu uygulamanın işçiler aşısından sonuçları neler olacaktır?" sorusu sorulan açıklamada, "Birleşik Metal İş Sendikası, görüşlerini yazılı bir rapor ile MESS'e iletmiştir. MESS'e bildirilen görüşte, aşağıda ayrıntılarıyla belirtilen nedenlerle, MESS SAFE Girişiminin yaratacağı sorunların, elde edileceği öne sürülen yararlardan daha fazla olacağından, uygulamadan vazgeçilmesinin işçilerin ruhsal ve bedensel sağlığı bakımından daha yararlı olacağı belirtilmiştir" ifade edildi.

Birleşik Metal-İş'in örgütlü olduğu işyerlerinde işçilerin MESS SAFE uygulamasının bir parçası olmayacağı vurgulandı.

Birleşik Metal-İş'in MESS SAFE ile ilgili hazırladığı raporda, uygulamaya ilişkin bilginin https://mess-safe.com/ adresinden ve ilgili meslek örgütlerinden alınan bilgilerle sınırlı olduğu ifade edildi.

Uygulamanın Avrupa Birliğinin Kişisel Verilerin Korunması Kurulu tarafından belirlenen ilkelere uymadığı belirtilen raporda, "'Kod, açık kaynak kodlu ve serbestçe erişilebilir olmalıdır' ilkesinin MESS SAFE girişimine uygun olmadığı kaydedildi.

Uygulamanın kullanım, süre ve kapsam bakımından orantılı olmadığı belirtilen raporda, "Uygulamanın hangi süre ile sınırlı olduğuna ilişkin bilgi verilmemiş olması salgının ardından bu sistemlerin kullanılıp, kullanılmayacağına dair kaygılar oluşturmaktadır" denildi.

MESS SAFE uygulamasına ilişkin hazırlanan rapor özetle şöyle:

Uygulamanın kullanımı Covid-19'un yayılmasını durdurma ile kısıtlı olmalıdır.
Verilerin tutulması sınırlandırılmalı, toplanan veri anonim olmalıdır veya anonimleştirilmelidir, şifrelenmelidir ve belirli bir sürenin geçmesinin ardından silinmelidir.
Yazılım ücretsiz olmalı, kullanımı gönüllü olmalı ve kaldırılabilmeli, cep telefonlarının işletim sisteminin içine gömülü olmamalıdır.
Temas takip yolu ile lokasyon veya hareket takibi imkanı olmamalıdır.
Konum takibinin yapılmaması durumunda bile, işçinin hangi işlerle temas ettiğinin biliniyor olması, dolaylı olarak işçinin kimlerle görüştüğü, hangi mekanda bulunduğunun da tespit edilmesi sonucunu doğuracaktır.
Cihaza sonraki süreçlerde işçinin izlenmesine ya da kişisel başka bilgilerine erişimini sağlayacak programların, ya da donanımların eklenmesi mümkündür.
Cep telefonlarına yüklenecek aplikasyon ile ya da doğrudan cihazın kullanımı sonucu sosyal mesafeyi ölçme dışında kişisel bilgilere erişime yol açma olasılığı söz konusu olabilecektir.
Her ne kadar konum takibinin yapılmayacağı belirtilsede de istenildiği aşamada konum takibi ile kişisel verilerine erişimine olanak sağlayacak program ve donanımların eklenmesinin mümkün olacağı bilgisi edinilmiştir.
Konum takibi doğrudan cihazlara yüklenilen programla yapılabildiği gibi, dolaylı olarak da yapılabilmektedir.
İşçinin konum takibinin yapılıp yapılmaması yanında, potansiyel olarak yapılabilirliği, işverenlerin işçinin bilgisi olmadan bunu yapma olanaklarına sahip olması doğal olarak işçileri kaygı ve korkuya sevk edecektir.
Her an izlenme kaygısı ve endişesi içinde bulunan bir işçinin psikolojik olarak baskı altında olacağı açıktır. İzlenme korkusu ve kaygısı, iş kazası riskini arttıracağı gibi, işçilerde psikolojik rahatsızlıklara da neden olabilir.
Cihaz ses ya da bildirim aracılığı ile sinyal verdiğinde işçi ne yapmalıdır? İlk olarak akla, 1,5 metrelik mesafeyi korumak amacıyla uzaklaşması gerektiği gelmekte ise de, sorunun yanıtının bu kadar basit olmadığı açıktır.

İşyerlerinde bazı işlerin birkaç işçi tarafından birlikte yapıldığı bilinmektedir. Dolayısıyla, 3-4 işçinin bir arada çalışmasının zorunlu olduğu durumlarda (başka önlemler alınabilir) işçilerin birbirlerinden uzak durmaları talebinin iki sonucu vardır.

Ya işçi, "kaçınma hakkını" kullanacak ve işi yapmayı durduracaktır. Ya da o iş birden fazla kişi tarafından değil, 1 ya da 2 kişi tarafından yapılacaktır. İkinci seçeneğin işçi bakımından yaratacağı sonuç açıktır. İşçinin yaptığı işin artması, işçiye yeni iş yüklerinin getirilmesidir.

İŞÇİLER MANYETİK ORTAMA MARUZ KALACAK
Uygulama her ne kadar nispeten düşük manyetik alan yaratan bluetooth teknolojisi il■e yapılacak olsa dahi belli bir düzeyde manyetik alan yaratması kaçınılmazdır. Binlerce işçinin kapalı alanda bir arada çalıştığı ortamlarda bu cihazların kullanılacağı düşünülürse, aynı anda yüzlerce veya binlerce cihazdan yayılacak manyetik ortama maruz kalınacaktır. Günümüzde her yeni manyetik alan kaynağının var olanın üzerine bindirdiği yük ile insan sağlığını olumsuz etkileyebileceği bilinmektedir. Elektromanyetik alanların insanlarda halsizlikten kansere kadar çok geniş bir yelpazede sağlık sonuçları yaratma riski bulunmaktadır. Örneğin, kalp pili kullanan bir işçinin bu durumdan nasıl etkileneceği bilinmemektedir. Bu risk nedeniyle de konunun titizlikle incelenmesi gerekli ve zorunludur.

UYGULAMA İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR
Kişisel mahremiyet ve insan hakları ile ilgili olarak, insanların bütün yaşamlarına hükmeden, bütün anlarını gözetleyen bir sistemin insan hakları açısından sorunlu olduğu açıktır. Bu durum temel insan hakkı ihlali olacaktır. Gözetlenme, denetlenme ve izlenme gibi durumlar temel insan haklarına aykırıdır.
Uygulama ile ilgili tanıtım videosunda çalışanlar arasındaki mesafenin 1 metrenin altına indiğinde giyilebilir cihazın uyarı vereceği ya da mobil uygulamanın bildirim göndereceği belirtilmektedir. Oysa, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, konuyla ilgili kişi ve kurumlar sosyal mesafenin en az 1,5 metre olduğu belirtmektedirler. Bu mesafenin 2 metre olması gerektiği ise çok sayıda uzman tarafından dillendirilmektedir.

Güvenliği tartışmalı, kötüye kullanım ve veri sızıntısı olasılığı taşıyan bu sisteme işçilerin verilerinin emanet etmenin kaygısını taşıdıklarını belirten Birleşik Metal-İş, "Tedbirler ile hak ve özgürlükler arasında bir denge ve ölçülülük tartışması bir çok ülkede sürüyor ve bir çok bilim insanı bu konuda kaygılarını dile getiriyor" denildi.