19 Mayıs 2024 Pazar

Atık kağıt işçileri: Tutuklanan arkadaşlarımızı serbest bırakın

Ümraniye'de gerçekleştirilen zabıta ve polis saldırının ardından gözaltına alınan 3 atık kağıt işçisi tutuklandı. Atık kağıt işçileri, dünkü saldırıyı yaptıkları eylemle protesto etti, gözaltına alınan ve tutuklanan arkadaşlarının derhal serbest bırakılmasını istedi.

İstanbul'un Ümraniye ilçesi Esenkent Mahallesi'nde zabıta ve polis, geri dönüşüm işçilerinin kullandığı depolara dün baskın düzenledi. Depolarına el konulmasına karşı direnişe geçen işçilere biber gazıyla saldıran polis 3 işçiyi gözaltına aldı. “Görevli memura mukavemet, kamu güvenliğini ve genel güvenliği tehlikeye sokma” iddialarıyla 3 atık kağıt işçisi tutuklandı. Polis ve zabıtanın dün gerçekleştirdiği baskına ilişkin açıklama yapan atık kağıt işçileri, sorunların çözülmesini ve tutuklanan arkadaşlarının derhal serbest bırakılmasını istedi.

"Biz yoksul ve mağdur insanlarız", "Çöp bizim ekmek kapımız", "Çöp işi tutunduğumuz en son iş dalımız", "Bizimle değil yoksullukla savaşın" dövizlerinin taşındığı eyleme HDP milletvekilleri Musa Piroğlu ve Züleyha Gülüm, HDK, CHP, EMEP, Umut-Sen, Ekmek ve Onur, Dev Yapı-İş üye ve yöneticileri destek verdi.

Basın açıklamasını okuyan Mahmut Aytar, "Biz kağıt toplayıcıları olarak tüm bu baskılara, haksızlıklara karşı uluslararası mahkemelerde dahil olmak üzere tüm anayasal, demokratik haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz ve bizi yaşamın kıyısı olan çöplere kadar sürükleyenlerin bizi buradan uçuruma yuvarlamalarına izin vermeyeceğiz" denildi.

İstanbul Valiliğinin daha önceki baskına ilişkin yaptığı açıklamalarında, toplayıcılar çevre ve halk sağlığını tehlikeye sokmak, kayıt dışı ve sağlıksız koşullarda istihdama yol açmak, kamu zararı ve haksız kazan elde etmek, güvenlik sorunu yaratmak, kayıt dışı göçmen çalıştırmakla suçladığını ifade eden Aytar, "Dün yapılan baskınlar sonrasında yapılan basın açıklamasında Valiliğin dilinin değiştiğini görüyoruz. Valilik tarafından yapılan basın açıklamasında denetimlerinin hedefinin mevzuat hükümlerine uygunluğunun sağlanmasından ibaret olduğu ifade ediliyor. Valiliğin yaptığı iki basın açıklamasındaki dil farklılığı daha önceki yaptığı uygulamaların ve yarattığı yıkımların kamuoyu tarafından kabul edilmediğini, halkımızın bu zorbalığı onaylamadığını açıkça gösteriyor" diye konuştu.

AKP'Lİ BELEDİYE SESSİZ
Baskınlarla ilgili sadece Valiliğin açıklama yapmasına ve AKP'li Ümraniye Belediyesi'nin sessiz kalmasına  dikkat çeken Aytar, "Bu baskın kararları sadece Valiliğin kararı mıdır, yoksa bu kararlarda belediyelerin onayı var mıdır? Ümraniye Belediye Başkanı bizzat kendisi toplayıcılara Kadosan bölgesinde yer göstermedi mi? Ümraniye bölgesindeki kağıt depolarının Kadosan’a taşınmasını kendisi istemedi mi? Şimdi kendisinin kağıtçılara gösterdiği bölgeye Valilik müdahale ederken sessiz kalmaya devam ediyor? Bu zulme sessiz kalan Siyasi partiler, seçmenleri olan kağıtçıların yaşadığı bu mağduriyet karşısında daha ne kadar sessiz kalacaklar? Yoksulların vatandaşlık haklarını beş yılda bir kimin ensesinde boza pişireceğini seçmesinden ibaret mi görüyorsunuz?" sorularını sordu.

Kağıtçılara yönelik bu operasyonların açıkça yoksul insanların yaşam hakkını hiçe saymak olduğunu vurgulayan Aytar, "Belediye ve siyasi parti temsilcileri ile görüştüğümüzde bize Valiliğin yaptığı uygulamalardan kendilerinin de rahatsız olduğunu söylüyor. Kapalı kapılar ardında bize ilettiğiniz üzüntülerinizi ve rahatsızlıklarınızı kamuoyu önünde de açıkça ifade etmelerini bekliyoruz. Eğer yüzbinlerce insana yaşatılan bu mağduriyeti doğru bulmuyorsanız yanımızda olun. Doğru buluyorsanız çıkın ve söyleyin. Suskunluğunuza devam ederseniz bu suça ortak olduğunuza dair kanaatimiz artık kanaat olmaktan çıkıp somut bir ispata dönüşecektir" diye kaydetti.

Aytar konuşasını şöyle sürdürdü: "Valilik bu baskınların tek gerekçesinin mevzuata uygunluk sağlamak olduğunu söylüyor. Bahsettiğiniz mevzuat çıktığı 2004 yılından bu güne kadar bizim sayabildiğimiz kadarıyla 17 kere değişikliğe uğradı. Daha mevzuatı çıkaranlar ne istediğini bilmiyor. Siz hangi mevzuata uygunluktan bahsediyor sunuz? Yarın mevzuat bir kere daha değişirse bugün yaptığınız zulümden dolayı acı çektirdiğiniz yüzbinlerce insana 'pardon' mu diyeceksiniz? Bizim yaşadığımız maddi ve manevi kaybın karşılığı bir özürden mi ibaret olacak?

"Siz istediğiniz kadar basın açıklamaları yaparak, yapılan baskınların kamu yararı olduğu için halkı ikna etmeye çalışabilirsiniz. Bu halk neyin kamu yararı neyin sermayenin yararı için yapıldığını görüyor. Düne kadar en yetkili devlet görevlileri biz kağıt toplayıcılara 'gönüllü çevreciler' diyerek teşekkür ediyordu. Hatta Van depreminde Sayın Cumhurbaşkanı bizzat kendisi Meclis kürsüsünden kağıt toplayıcılara teşekkür etmişti. Daha düne kadar 'gönüllü çevreci' dediğiniz insanlara bugün bu kadar ağır ithamlarda bulunuyorsunuz.

"Bu halk yaşananları görüyor değerlendiriyor. Halkın iddia ettiğiniz gibi size mi yoksa kendisi gibi yoksul kağıtçılara mı destek verdiğini hep beraber göreceğiz. Bizler çektiğimiz tüm acılara rağmen hayata tutunabilmek ve onurlu yaşamak için bu işi yaptığımızı defalarca belirttik. Bizim haksız kazanç sağladığımızı söylemek kimsenin haddine değildir. Haksız kazanç elde ettiğimizi söyleyenler gelsinler ve sadece bir gün bizimle çalışıp bizimle yaşasınlar. O zaman kazancımızın helal mi haram mı olduğunu anlayacaklardır."

SORUNUN MUHATAPLARINA SESLENDİ
Sorunun muhatabı olan AKP'li Ümraniye Belediyesine, İstanbul Valiliğine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına seslenen Aytar, "Derhal gözaltına alınan arkadaşlarımızı serbest bırakın. Bir an önce bu baskınlardan vazgeçin. Bir sorun varsa bu sorunu konuşarak çözmek için kağıt toplayıcıları muhatap alın. Siyasi partiler, belediyeler seçmenlerinden ve yoksullardan yana taraf olun ve Valiliğin bu yasadışı uygulamalarını engellemek için gerekli girişimleri başlatın. Ya da bu uygulamaları onaylıyorsanız, yoksulların tarafında değilseniz bunu çıkın ve açık açık kamuoyu ile paylaşın. Daha yasal mevzuatlar bile yokken bu işin cefasını çeken kağıtçıları yok etmek için değil, sisteme entegre etmek için projeler üretin" dedi.

Aytar, "Biz kağıt toplayıcıları olarak tüm bu baskılara, haksızlıklara karşı uluslararası mahkemelerde dahil olmak üzere tüm anayasal, demokratik haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz ve bizi yaşamın kıyısı olan çöplere kadar sürükleyenlerin bizi buradan uçuruma yuvarlamalarına izin vermeyeceğiz" diye belirtti.