26 Nisan 2024 Cuma

Ankara'da Efrin yargılaması: Bir çocuk fotoğrafı paylaşmak nasıl suç olabilir?

Efrin paylaşımları nedeniyle yargılanan, kapatılan Özgürlükçü Demokrasi çalışanı Barış Ceyhan, "Bir çocuğun fotoğrafını paylaşmam nasıl suç olabilir. Efrin yerine Filistin yazsaydım bugün tutuklu olmayacaktım" dedi. Mahkeme, tutuklu yargılanan 3 kişinin de tahliyesine karar verdi.
Ankara'da, Efrin'e yönelik operasyon sırasında yaptıkları sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle 22 Ocak'ta gözaltına alınan; aralarında gazeteciler Hayri Demir, Sibel Hürtaş, Barış Ceyhan ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen'in de bulunduğu 3'ü tutuklu 12 kişinin, "örgüt propagandası yapmak" ve "halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek" iddialarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.
 
Tutuklu gazeteci Barış Ceyhan, Kayseri Cezaevi'nden SEGBİS ile bağlanırken diğer 2 tutuklu ve tutuksuz yargılananlar ve avukatları mahkeme salonunda hazır bulundu. Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmayı; gazeteci-yazar Hüseyin Aykol, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şube Başkanı Sinan Tartanoğlu, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Temsilcisi Çınar Livane Özer, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan izledi.
 
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, yargılananların ifadeleri alındı. Hakimin avukatlara "düzenini bozacak yorumda bulunmayın" yönünde sık sık uyarıda bulunması dikkat çekti. Avukatlar ile hakim arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Hakim "mahkeme düzeninden ben sorumluyum" diye yanıt verdi.
 
'BAŞLAMAYAN OPERASYONU NASIL KARALAMIŞ OLABİLİRİM'
 
Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Hayri Demir, savunmasında, "Soruşturmanın tamamı gazetecilik faaliyetimdir. Çünkü tweetler gazetecilik faaliyetinin bir parçasıdır. Haber kaynaklı paylaşımlardır. Soruşturma dosyasındaki Efrin operasyonunu karaladığım iddia edilmiştir. Ancak operasyon 20 Ocak'ta benim paylaşımlarım ise 19 Ocak'ta yapılmıştır. Başlamayan operasyonu nasıl karalamış olabilirim?" diye sordu.
 
'HER BİR HARFTEN 6 GÜN HAPSİM İSTENİYOR'
 
Demir, Efrin'e ilişkin 19 Ocak'ta paylaştığı bazı haberleri mahkemeye sundu. Demir, savunmasına şöyle devam etti: "Paylaşımlarımda bir haberin öğeleri vardır. 5N1K kuralı var. Açık kaynak araştırma ve soruşturma da operasyonu karaladığım iddia ediliyor. Ama sadece gazeteciliğim yargılanıyor. 5 tweetten yargılanıyorum. 5 tweet 111 kelimeden oluşuyor. 700 harf yapıyor. Harf başına 6 gün ceza isteniyor hakkımda. Gazetecilik yapmak bu kadar suç olmaması gerekiyor. Gazetecilik suç değildir."
 
Hüseyin Gökdemir, suçlamaları kabul etmeyerek, evde olmadığı sırada ve evde yapılan aramada çıkan dijital materyallerin kendisine ait olmadığını söyledi.
 
'TEK AMACIM BARIŞTI'
 
Tutuklu Lezgin Tekay da savunmasında, "Yaptığım olumsuz eleştiriler tahammül edilmemektedir. Efrin harekatını büyük bir üzüntü ile takip ettim. Üzüldüm, ülkemin Ortadoğu bataklığına savaşa girmesine. Barışı neden savunduğum ortadır. Eleştirilerde dilim dikkatliydi. Tek amacım barış istemekti. Başka bir amacım yoktu. Polislere kendi isteğimle teslim olmama rağmen kaçma şüphesiyle tutukluyum" ifadelerini kullandı.
 
'EMNİYETTE KİMLİĞİ BELİRSİZ KİŞİLERCE DARP EDİLDİM'
 
Tekay, "Gözaltında TEM Şube'de bir odada kimliği belirsiz kişiler tarafından darp edildim. Bunlar bana tutuklanacağımı söylediler. Bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. Sosyal medyada gazetecilerin paylaşımlarını paylaştım. Efrin'de Kürtlerin katledilmesine karşı çıktım. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın fıkhını kabul etmiyorum. O yüzden muaviye anlayışı dedim. Bu fıkıh Hüseyinleri susuz bırakanların fıkhıdır. Bunlar dışında herhangi bir suçum yoktur. Beratımı istiyorum. Paylaşımlarım ifade özgürlüğü kapsamındadır. Okuluma gidemiyorum. Sınıfta kalıyorum yalnızca özgürlüğümle değil, hayallerimi de kısıtlıyorsunuz. Bir an önce okuluma dönmek istiyorum" diye konuştu. 
 
'17 GÜN 2 METRELİK HÜCREDE KALDIM'
 
Tutuklu yargılanan Özgürlükçü Demokrasi gazetesi çalışanı Barış Ceyhan ise "9 aydır tutukluyum. İlk tutuklandığımda Sincan M Tipi Cezaevi'nde 17 gün 2 metrelik hücrede kaldım. Gardiyanların, memurların hem fiziksel hem psikolojik işkencesine maruz kaldım. Şikayetçiyim. Hakkımda 3 satırlık bir iddianame hazırlanmış ve ben 9 aydır tutukluyum. Propaganda yaptığım iddia ediliyor; ama nasıl yaptığım ortada yok" diye belirtti.
 
'FİLİSTİN YAZSAYDIM TUTUKLANMAYACAKTIM'
 
İki paylaşımdan birinin haber sitesinden aldığını diğerlerinin savaştan yaralanan bir çocuk olduğunu belirten Ceyhan, "Bir çocuğun fotoğrafını paylaşmam nasıl suç olabilir. Efrin yerine Filistin yazsaydım bugün tutuklu olmayacaktım. Efrin'de ölen bir çocuk Türkiye'de bir çocuğun ölmesi arasında ne fark var" diye sordu.
 
Ceyhan, paylaşımların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Tutuklanmadan önce göz tedavisi gördüğünü aktaran Ceyhan, cezaevinde tedavi olmadığını ve diğer gözünde de görme kaybı olduğunu belirtti. İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen de savcılık ifadesini tekrar ederek, ekleyecek bir şeyi olmadığını söyledi. Ali Osman Konukçu da emniyet ifadesini tekrar ederek, üzerine atılı suçlamaları ret etti.
 
'SAVAŞA KARŞI OLMAK SUÇ MU?'
 
Tutuklu Saim Selim de hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek savunmasında, "Savaşa karşı olmak suç mu? Bugün 4,5 milyon insan savaş mağduru. 40 yaşındayım, ilk kez mahkemeye çıkıyorum. Suçum ne? Savaşa karşı çıkmak. Çocuğumun psikolojisi bozulmuş durumda, 9 aydır evime ekmek götüremiyorum. Hayatım boyunca hiçbir örgütün propagandası yapmadım. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
 
'SAVUNMAM 3 KELİME GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR'
 
Artı TV muhabiri Sibel Hürtaş ise savunmasında "Suçlamayı anlayamadım. Suçlandığım iki tweet var; ancak Efrin ilişkin başka tweetler de var. Yasa gereği hem lehte hem de aleyhte delil toplanır. Tarafsız bir gazetecilik olarak faaliyette bulundum. Tarafsızlık gazeteciliğin birinci ilkesi sizin elinizde cımbızlanmış kısmı var. Benim yaptığım iş gazeteciliktir. Tek sesli yayın yapsaydım propaganda yapmış olacaktım. Ama ben tek düşünce değil, herkesin fikrini kamuoyuna taşıyorum. Mantıksal açıdan bu iddianameye yaklaşmam mümkün değil" diye konuştu.
 
Dosyada suç unsuru olarak oğlunun fotoğrafının kullanılmasını trajikomik olarak yorumlayan Hürtaş, şöyle devam etti: "Gazeteci olarak bu iddianame gelseydi haber değeri yok diye yapmazdım. Neyle suçlandığımı bilmiyorum. Haberleri retweet etmekle suçlanıyorum. İfade ve düşünce özgürlüğü anlamında çok sıkıntılı bir durumdur. Savunmam 3 kelime olacak. Gazetecilik suç değildir."
 
Veysi Aydın da emniyetteki ifadesini tekrarlayarak söyleyecek başka bir şey olmadığını belirtti. Duruşma, avukatların savunmasıyla devam etti.
 
'DGM'LERDE BİLE BÖYLE BİR UYGULAMA YOKTU'
 
İlk sözü alan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, "12 sanıklı bir dava böyle bir duruşma salonunda yapılmamalıdır. İçeride 12 izleyici dahi oturamadı. Aleni yapılmamasını eleştiriyoruz. Usule dair eleştiriler hiç olmazsa dinlenmeli; ama hakimin yaklaşımını eleştiriyoruz. Öte yandan iki ayrı soruşturma birleştirilmiş. Savcı müvekkilimin dosyasında hiç kimseyi dinlemeden tutuklamaya sevk etmiştir. Bu uygulamayı biz DGM'lerde avukatlık yapmamıza rağmen görmedik. Böyle bir durumla karşılaşmadık" diye konuştu.
 
Türkiye'nin geldiği noktanın "iktidar doğrudur, her şeyi doğru söyler" anlayışı olduğunu söyleyen Türkdoğan "Bakın Türkiye Efrin'e yönelik operasyon yaptı, çok sayıda insan yaşamını yitirdi.  Askerler insanlar niye öldü? Bunlar soruşturulmayacak mı? Çok ağır yaşam hakkı ihlali gerçekleştirildi. İktidar eleştirilebilir. Mahkemeler buna karşı duruş sergilemeleridir. Yargılamaların ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu düşünüyorum" ifadelerinde bulundu.
 
'MÜVEKKİLİM HEDEF GÖSTERİLMİŞTİR'
 
Avukat Şevin Kaya da "Müvekkilim Barış Ceyhan'ın cezaevinde gardiyanlar tarafından hedef gösterilmiştir. Adli tutukluların hakaretine uğramıştır; ancak terörist olan halkı kim ve düşmanlığa sevk eden müvekkilim olmuştur. Çünkü Barış'ı hedef gösterenler devlet görevlisi olduğu için karışılmıyor" şeklinde konuştu. Kaya, Ceyhan'ın hem uzun tutukluluk süresi hem de suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle tahliyesini istedi.
 
Avukat savunmalarının ardından, savcı, tutukluların tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak adli kontrol talebiyle tahliyelerini istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, propaganda suçunun gelişmesi ve arttırılması halinde sanıklara ek savunma için süre verilmesine, dijital materyallerin sahiplerine iadesine, iddianame içeriğinde sanıklara isnat edilen paylaşımların tarihlerinin saptanmasına, hangi paylaşımın hangi tarihte gerçekleştirildiğine yönelik rapor düzenlenmesine, tutuksuz yargılananların yurtdışı yasaklarının devamına, tutukluların ise tahliye edilmesine karar verdi.
 
BÜLBÜL'ÜN DOSYASI AYRILDI
 
HDP Milletvekili Kemal Bülbül'ün de yargılandığı davada Bülbül'ün dosyası ayrıldı. 
 
Duruşma, 22 Kasım'a ertelendi.