18 Aralık 2025 Perşembe

AKP raporunda 'umut hakkı'na yer vermeyecek

Mecliste kurulan süreç komisyonundaki partiler raporlarını hazırlarken AKP raporunu hala hazırlamadı. Gazeteci Zeyrek, bugünkü köşe yazısında, AKP'li kaynaklarından aldığı bilgilere yer verdi. Zeyrek, AKP'nin, DEM Parti ve MHP'nin tavrını görmek için raporunu geciktirdiğini, sürecin değil tabanındaki hassasiyetleri dikkate alacağını kaydetti. Ayrıca AKP'nin raporunda "umut hakkı"na yer vermeyeceğini belirtti.

Kürt ulusal demokratik hareketi önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat tarihli barış ve demokratik toplum çağrısının ardından Mecliste kurulan komisyon çalışmalarını tamamlamak üzere. Komisyonda yer alan MHP, DEM Parti, CHP, Yeni Yol, EMEP, TİP raporlarını hazırlarken AKP raporunu geciktiriyor. AKP'nin hazırladığı raporu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a gönderdiği, Erdoğan'ın onaylamasının ardından Meclis komisyonuna sunacağı öğrenildi.

Gazeteci Deniz Zeyrek, AKP'li kaynaklarına dayandırdığı yazısında, AKP'nin raporunda "Öcalan'a umut hakkından söz edilmeyeceği"ni belirtti. T24'te yer alan haberde Zeyrek'in yazısında, AKP'nin, DEM Parti ve MHP'nin tavrını görmek için raporunu geciktirdiği, sürecin değil tabanındaki hassasiyetleri dikkate alacağı kaydedildi.

MHP RAPORUNDA ÖCALAN İÇİN 'UMUT HAKKI' TANIMIYOR
MHP raporunda da Öcalan için "umut hakkı" tanınmıyor. Umut hakkının ne olduğunun anlatıldığı rapordu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), bu konudaki tespitlerine yer veriliyor. "Umut hakkı bireyin cezaevinden salıverilmesi olmayıp, infaz koşullarının yeniden gözden geçirilmesi işlemidir" ifadesine yer verilen MHP raporunda, "umut hakkının sürecinin şartı olarak görülmediği" iddia edildi. Rapordaki umut hakkı bölümünde Öcalan'ın ismi zikredilmezken, umut hakkının "af", "salıverme", "özgürlük" anlamına gelmeyeceği belirtiliyor.

BAHÇELİ 'UMUT HAKKI TANINSIN' DEMİŞTİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bundan 14 ay önce partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Öcalan'ın "umut hakkı"ndan yararlanmasını istemiş, bu konuda yasal düzenleme yapılması çağrısında bulunmuştu.

Süreç tartışmaları da Bahçeli'nin bu konuşmasını yaptığı 22 Ekim 2024 tarihi itibariyle başlamıştı. Bahçeli konuşmasında, "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığını gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Hodri meydan, buna varız. Vatan, millet, devlet, bayrak, ortak bayrak ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız" demişti.

Bahçeli'nin bu açıklamasını takip eden aylarda PKK 12. Kongresini 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde toplayarak kendisini feshettiğini ve silah bırakma kararı aldığını duyurmuştu. Bu açıklamanın ardından PKK 30 gerillanın katılımıyla 11 Temmuz 2025 tarihinde sembolik olarak silahları yakma töreni düzenlemişti. PKK, 26 Ekim 2025 tarihinde yaptığı açıklamada da Kuzey Kürdistan'daki tüm güçlerini çektiğini açıklamıştı.

Atılan bu adımların ardından PKK üst düzey yöneticileri yaptıkları açıklamalarda, ilk olarak Öcalan'ın çalışma koşullarının düzenlenmesini, "umut hakkı" tanınarak fiziki özgürlüğünün sağlanmasını istemişti.

DEM PARTİ ÖCALAN'A UMUT HAKKI TANINMASINI İSTEDİ
Sürecin başından itibaren Abdullah Öcalan için umut hakkı tanınmasını isteyen, bunun için çok sayıda eylem ve açıklama yapan DEM Parti'nin raporunda, umut hakkının evrensel bir hukuk ilkesi olduğu vurgulanıyor, "Barışın kilit aktörü ve çözüm iradesi olan sayın Abdullah Öcalan'ın barış sürecindeki konumu ve hakları 'umut hakkı' kapsamında değerlendirilmelidir" ifadesine yer verilerek, Öcalan için "umut hakkı" tanınmasını isteniyor.

DEM Parti'nin raporunda, AİHM'nin 18 Mart 2014 tarihli kararına yer verilerek, "Abdullah Öcalan'a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini ve bu cezanın şartlı salıverilme imkanı olmaksızın uygulanmasını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesine aykırı bulmuştur" denildi.

CHP ve Yeni Yol'un hazırladığı raporlarda da "umut hakkı"na değinilmiyor.