19 Mayıs 2024 Pazar

Adalet Nöbeti: Gazetecilik suç değildir

Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde Cumhuriyet gazetesi davasında ceza verilen bazı gazeteciler hakkındaki kararın istinaf mahkemesince onanmasını protesto eden çok sayıda gazeteci, avukat ve yazar, polisin cinsel saldırısını haber yaptığı için gözaltına alınan Artı Gerçek Muhabiri Derya Okatan'ın serbest bırakılmasını istedi.
Cumhuriyet gazetesi davasında ceza verilen bazı gazeteciler hakkındaki kararın istinaf mahkemesince onanmasını protesto eden çok sayıda gazeteci, avukat ve yazar, Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'nde Adalet Nöbeti tuttu. Adliye içindeki Themis Heykeli önünde bir süre nöbet tutulduktan sonra C kapısı önünde basın açıklaması yapıldı.
 
Eylemde ilk sözü alan Cumhuriyet gazetesi dava avukatı Gülendam Şan Karabulutlar, İstanbul'daki Adalet Nöbeti'nin sonlandırılmasının üzerinden daha iki ay bile geçmeden yine burada olduklarını ifade etti.
 
Aylarca tutuklu yargılanan meslektaşları, gazeteciler ve gazete çalışanları hakkında  27. Ağır Ceza Mahmesi'nce verilen mahkumiyet kararlarının istinaf mahkemesince onaylanmasını protesto etmek için burada olduklarını vurgulayan Karabulutlar, "İddianamesi 6 ayda hazırlanan Cumhuriyet gazetesi davası 12 ayda derlendi toplandı ve yargılananlar atılı suçların yüksek hadlerinden mahkum edildi. İstinaf mahkemesi fiziken yaklaşık 6 ay önce giden dava dosyasında duruşmalı inceleme talebine rağmen duruşma açılmasına gerekçe duymaksızın verilen mahkumiyet kararlarını onadı. İstinaf mahkemesi kararı sonucunda ise mahkumiyet kararları onanan 8 kişi hakkında cezalar üst sınırı 5 yılın altında olduğu için temyiz yolu kapalı olarak karar verdi. Meslektaşlarımız Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör’ün de aralarında bulunduğu 8 kişiden 7’sinin tekrar hapis cezalarının infazı için cezaevine girmeleri gerekiyor" dedi.
 
Yargının bir kere daha safını belli ettiğini söyleyen Karabulutlar, "Yargı bir kez daha adaletten ve insan haklarından yana bir karar vermektense otoritenin, iktidarın istek ve talimatlarını yerine getirmek üzerine bir tutum almıştır. Ancak unutulmamalı ki bu adaletsizlik, hukuksuzluk ve keyfi tutuklamalar ve cezalandırmalar sürdükçe adalet arayışımız yakıcı bir toplumsal ihtiyaç olmaya devam edecektir" diye belirtti.
 
PEKİN: İSTİNAF DÜZENLEMESİ ANAYASAYA AYKIRI
 
Ardından söz alan dava avukatlarından Tora Pekin, hali hazırda 150 gazetecinin içeride olduğunu ve aynı zamanda tutuklu olan avukatların tahliye kararlarına yapılan yasa dışı müdahale ile cezaevinde olduğunu anımsattı.
 
İstinaf mahkemesinin kararı verdiğinden beri kararı anlamaya çalıştıklarını söyleyen Pekin, "Aynı dosyada birebir aynı eylemle ve aynı iddialarla mahkum olanların nasıl bir kısmının temyiz hakkı olur? Bir kısmının nasıl temyiz hakkı olmaz ve cezaevi yolu tutar. Canla başla korudukları sistem bu: Mantıksız, hukuka, anayasaya, adil yargılanma hakkına bildiğimiz ve varsa ona aykırı. Halbuki istinaf mahkemesine gerekçesiyle anlattık, buna ilişkin düzenleme açıkça Anayasaya aykırıdır" ifadelerini kullandı.
 
ŞEKER: TACİZ SUÇTUR, ADALETİ SARAY'A HAPSETMEK SUÇTUR
 
Eyleme katılan CHP Milletvekili Ali Şeker de Adalet Nöbeti'nin sonuna kadar devam edeceğini belirterek, "Burada tabelanın üzerinde Adalet Sarayı yazıyor. Ben buradan adalet yerini bulana kadar bu tabelanın değiştirilmesini talep ediyorum. Adalet geleceği güne kadar Adalet Nöbetimiz sürecek. Bugün bir gazeteci arkadaşımız daha gözaltına alındı. Tacizi haber yaptı diye. Taciz suçtur, adaleti saraya hapsetmek suçtur" diye konuştu.
 
ŞIK: GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR
 
HDP Milletvekili Ahmet Şık da bir gazeteci olarak konuşacağını belirterek, "Ben bu davanın sanıklarından biriyim. Dünden beri arkadaşlarım arıyor ne söyleyeceksin diye. Söyleyecek sözüm yok değil ama artık söylemeye utanıyorum. Bu kararlar kimseye umutsuzluk vermesin. Bu çıkan karar bu ülkenin geleceğidir, umududur. Bu kararın çıkma talimatını veren, Saray'da oturanlardır. Bizde bir söz vardır 'bunların yatacak yeri yok' derler. Ama unutmasınlar onların yatacak yeri var. Bu kararları verenlerin hepsini cezaevine atmazsam namerdim, eğer yadım etmezseniz siz de namertsiniz. Gazetecilik suç değildir" dedi.
 
LEYLA GÜVEN İÇİN DUYARLILIK ÇAĞRISI
 
Son alarak konuşan Avukat Several Ballıkaya ise 106 gündür açlık grevinde olan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in açlık grevi eylemine dikkat çekti. Cezaevlerindeki tutukluların ülkedeki demokrasi için son çare olarak bedenlerini açlığa yatırdığını belirten Ballıkaya, "Tüm kamuoyunun bunu görmesini istiyorum. Bir milletvekili 106 gündür açlık grevinde ve bu vekil sadece Türkiye'de hukukun uygulanması için bedenini açlığa yatırma dışında hiçbir çözüm yolu olmadığını düşündü. Leyla Güven'in sesini ben buradan seslendirmek istiyorum. Güven'in eylemini gören herkesin toplumdaki hukuksuzluğu göreceğini söylüyorum. Lütfen bu iki konuya yani cezaevlerindeki açlık grevine ve Güven'e dair duyarlılığımızı arttıralım" şeklinde konuştu.