3 Mayıs 2024 Cuma

'15-16 Haziran ruhuyla birleşelim, örgütlenelim, mücadele edelim'

İzmir'de ESP, BDSP, Kaldıraç, TÖP, Dev Tekstil, EİB, Ekmek ve Onur yaptıkları ortak açıklamayla, "Krizin ve salgının faturasını ödememek için, Kıdem tazminatı başta olmak üzere yılların mücadele kalesi olan haklarımızın korunması için birleşmeli, örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz. Sermayenin azgın saldırılarına karşı 15-16 Haziran'ın ruhuyla Genel Grev, Genel Direniş'i örgütleyelim" çağrısı yaptı.

ESP, BDSP, Kaldıraç, TÖP, Dev Tekstil, EİB, Ekmek ve Onur, 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 50. yılı dolayısıyla İzmir Gaziemir Serbest Bölge önünde açıklama yaptı. "15-16 Haziran ruhuyla örgütlenmeye, mücadeleye" pankartının açıldığı açıklamada, direniş sırasında yaşamlarını yitiren  Mutlu Akü işçisi Yaşar Yıldırım, Vinylex işçisi Mustafa Baylan, Maltepe Tekel işçisi Mehmet Gıdak için saygı duruşunda bulunuldu.

'DİSK'İ SINIRLAMA GİRİŞİMİNE DİRENİŞLE YANIT'
"Onları saygı ve kavgalarına bağlılıkla anıyor, onları katleden sermaye düzenine karşı aynı ruhla mücadele edeceğimizi yeniliyoruz" diyen Fatma Alökmen, kurumlar adına yaptığı açıklamada, 1960'lı yıllardan 15-16 Haziran'a giden işçi sınıfı mücadelesi tarihi hakkında bilgi verdi. Rejimin, o dönemde işçi hareketi açısından öne çıkan DİSK'in etkisini kırmaya giriştiğini hatırlatan Alökmen, "İşçiler ise mücadelenin en ileri mevzisi olarak ortaya çıkan DİSK'in sınırlamasına karşı cevabı Türkiye'yi sarsacak bir direniş ortaya koymak oldu. 15 Haziran 1970'te sınıf mücadelesine taş koyma çabalarına karşı 150 binden fazla işçi, fabrikalarında şartelleri indirerek İstanbul'da yürüşe geçti. 16 Haziran'da Gebze, Ankara, İzmir ve İzmit'te mitingler yapıldı. İşçilerin önüne barikatlar kuruldu, askeri birlikler yığıldı, yürüyüşler birleşmesin diye köprüler kaldırıldı, ateş açıldı ancak bu militan direniş tüm engelleri aşa aşa yolunu buldu ve sürdürüldü. Patronların devrim olduğu korkusu ile ülkeden kaçtığı bu hareket karşısında devlet sıkı yönetim ilan etti. Bu defa işçiler Türk-İş'in bürokrasisini yırtıp kurduğu DİSK'in bürokrasisi tarafından durdurulmak istendi. DİSK'in üst yönetimi radyolardan eylemin bitirilmesi çağrısı yaptı. Nihayetinde ortaya konulan direnişle çıkartılmak istenen yasa geri çektirilmiş oldu" şeklinde konuştu.

SALGINDAN 'İZOLE ÜRETİM ALANLARI' ÇIKTI
"O günlerde olduğu gibi sermaye sınıfının iktidarda olduğu günümüzde de işçi ve emekçilere yönelik saldırılar hız kesmeden artıyor. İşsizliğin, iş cinayetlerinin arttığı, alım gücümüzün düştüğü, ardarda gelen zamlarla hayat pahalılığının arttığı, salgına rağmen patronların kar hırsıyla çalışmaya zorlandığımız ve hastalığın yayıldığı günlerden geçiyoruz" diyen Alökmen, şöyle devam etti:

"Fabrikalarımızda, işyerlerimizde koronavirüs yayılıyor. Sokağa çıkma yasağı, sosyal mesafe gibi önlemler sermayenin çatısı altında geçerliliğini yitiriyor. Alınan önlemler, yeni başlayan normalleşme süreci işçiler ve emekçiler için değil piyasanın ayakta tutulması için yapılıyor! Salgın ile sermayenin fırsatçılık dalgası büyümüş durumda. Ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği, insanlık dışı çalışma koşulları, alınan ücretlerin düşürülmesi, koronavirüs'ün iş hastalığı kapsamına dahi alınmaması üzerine bir de kıdem tazminatının fona devri ile gasp edilmesi planı ekleniyor."

"Sermayenin salgını fırsat bilerek işçileri İzole Üretim Alanları gibi çalışma kamplarına hapsetmek hedefleriyle de işçilerin mesai dışındaki sosyal, kültürel, siyasi hayatını abluka altına alarak, adeta bir modern köleliği dayatmaya çalıştığı ortadadır" diyen Fatma Alökmen, şunları kaydetti:

"15-16 Haziran büyük işçi direnişi üzerinden yarım asır geçmesine rağmen sınıfa yönelik saldırılara karşı dayanışmanın, militanlığın, fiili meşru çizginin ve birleşik mücadelenin en iyi örneği olma özelliğini koruyor. İşçi sınıfının mücadele sahnesine çıkarak dosta düşmana gücünü kabullendirdiği 15 16 Haziran direnişi bugün de yürünecek yolu göstermeye devam ediyor. 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi ışığında yeni bir döneme hazırlanma çağrısını yineliyoruz!"

Alökmen, işçi sınıfı ve ezilenler için talepleri şöyle sıraladı:

Ekonomik krizin faturasını işçiler değil kapitalistler ödesin
İşten atmalar yasaklansın, 25/2 maddesi kaldırılsın
Kıdem tazminatının fona devri çalışmaları durdurulsun
Ücretsiz izin ve telafi çalışma kaldırılsın
Herkese ulaşılabilir, ücretsiz test
Zorunlu alanlar dışında tüm işçilere ücretli idari izin verilsin
İşçi Sağlığı ve Güvenliği önlemlerini gerçek anlamı ile alınsın
Tüm salgın süreci şeffaf bir şekilde açıklansın
Herkese tüm temel insani ihtiyaçların salgın dönemi boyunca karşılansın
Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın

"Sermayenin 'yeni normal'inde işçi ve emekçilere yeni hiç bir şey yoktur. Aksine bizler için daha ağır çalışma ve yaşam koşulları beklemektedir" diyen Alökmen, "Bu yüzden krizin ve salgının faturasını ödememek için, Kıdem tazminatı başta olmak üzere yılların mücadele kalesi olan haklarımızın korunması için birleşmeli, örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz. Sermayenin azgın saldırılarına karşı 15-16 Haziran'ın ruhuyla Genel Grev, Genel Direniş'i örgütleyelim! Yaşasın 15-16 Haziran direnişimiz! İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!" şeklinde konuştu.